Kendimle Hasbihal
geceyarısı...
beynim uyuşmuş
başımda bir ağrı
hatta kaşlarım az biraz çatık
yine de yüzümde bir tebessüm
ayışığı yok
günışığı yazıyor
yüzüme vuran lambada
bakıyorum...
orda biri gülümsüyor
uykusuz gözlerle
hatta az çakmak çakmak
kömür karası mı gözlerin
bilmiyorum
gözlerimi görüyor musun
bilmiyorum
gülümsediğini biliyorum
ben de sana gülümsüyorum şimdi
nedense iki pencere arasına sıkıştırılmış
çift camlı bir ızdırabı yaşıyor yüzlerimiz
gözümden düşen ilk damlayı
bir umut kuşu kapıp götürüyor
kayboluyor siyahi bir cam içinde
gözlerimden avuçiçlerine düşen nemli tuz tadı
ağlıyorum...
duvar...
insanları hapseden dörtduvar
binalar üzerime geliyor yolda yürürken
taşıtlar öylesine
çok sevdiğim açaçlar dallarını öfkeli savuruyor
rüzgar ise daha bir deli
hani yüreğimi mi delip geçmek ister
kim kızgın kim öfkeli gönderir onu
içeri kaçıyorum...
tüm insanlardan tüm binalardan kaçıyorum
radyoda sesi kapatıyorum
gözlerimi kapatıyorum
ve seni düşünüyorum
şimdi nerdesin sen
bilinen söz hani
yok nerdesin demiyorum ben sana
ben nerdeysem sen de ordasın biliyorum
bir yalansa da
buna inanmak istiyor gönlüm
kendimi seninle kandırıyorum
elma şekeri misin sen
kendimi kandırdığım
kız kulesine karşı yudumladığım
bir sıcak çaydasın
tadın dudaklarımda
sesin kulaklarımda...
kırık dökük bir plaktan cızırtılı bir melodi
eskiye ait ne varsa güzel olan
hepsi bizi anlatıyor
buruk ve acı bir tad damaklarımda
hani ham meyvaların tadı olmazdı dilimizde
hani büyümüştük biz
çiğ damlası olup
düşmemiştim yapraklarına hani
kendimi akıttığım pınarlarda şimdi
sözlerimi zehir gibi yudumluyorum
düşünmüyorum
biliyorum
kendimden nefret ediyorum
öfkem yakıyor
yanıyorum...
Bir yudum su ol/san da
seni istemiyorum...
Erkan Bal
Erkan Bal şiirleri