Küçüksu Mısırları
Sandalcı Cemal`in küreğinde
Küçüksu Mısırları
O yaz öyle güneş ki öğle
Terlerden gömleği
Ve ıskarmozu gıcır, gıcır,
Biteviye
Sanki suya girmez küreği
Bir yürek ritmiyle zaman
Tek bir iz yok gibi kayan
Kayık sularında çıpırdayan
Gönül adı
Mavi üstüne kırmızı
Beyaz kürekli
Pupa yürekli
Akıntıya toslayan
Ve kürekler kalktıkça
Ve kürekler indikçe
Yürek saatinde
O öğle vakti
Tuzları
Ter ter
Ben, babam
Rahmetli Cemil bey
Ve sandalcı Cemal
Tam öğle vakti
Suların karardığı
Ortasında
Boğaz`ın
Küçüksu`dan tuzlu mısırlarla
Üçümüz ve bir de koçanlar
Sonsuzdan gelen sularla
Denizin, denizlerin
Ve lâcivert-yeşil karası
Dip gölgelerinin,
Zamanın dışında ve buz gibi
Güneşe durdukları
Bir yerinde
Rumelihisarı`na üç çeyrek kala
Gölgesiz esintisiz
Akıntının başladığı
Ve kayığı küçük kulaçlarla
Poseidon`un devraldığı
O yerinde Boğaz`ın
Durur
Bir an, öyle kalırdık
Cemil bey bir sigara yakar
Sandalcı Cemal alnını sıvazlar
Ve kürek yine kalkardı
Bir an
Geçmişle gelecek arasında
Ve bir silkinişle yeniden
Boğaz'a yeni giren bir yabancı martıya
Rehber rüzgâr çıkardı
Ve çırpıntıda köpükler...........
Ve tepeler..........
Koyu puslu korularla
Karşımızda Bebeküstü, Hisarüstü
Sırtımızda Kandilli
O öğle vakti
Grinin koyusuyla
Güneşin yalın sıcağı
Sanki kavruk bir hüzündü
Geleceğe eserdi,
Yine de
Boğaz Boğaz'dı
Bir zamanlar
İnsanları, martıları ve sandalları
İnsanların insan
Boğaz'ın Boğaz
Olduğu
Zamanlar..........
Kamil Serdengeçti
Kamil Serdengeçti şiirleri