Sırat
İstemiyorum
artık bütün geçitlerimi kapatmanın
vakti çoktan geldi geçiyor.
dağınık saçlı bir deli olmak bile yetmiyor
kısacık kalana dek savrulsa
ve biçilse de aklımın ucunda...
yiğit dolu gecelerimin üstüne
`nur` yağsa da
kılıçtan geçirilmiş kefen mefen istemem artık..
sabah akşam bıktım artık soyulmaktan
usandım derimin üstüne giydiğim ışıltıdan
hiç bir şey istemiyorum ölmek için
ölümün yüz bin çeşidinden iğreniyor dokularım kulaklarıma fısıldanan o azrail masalını
duymamak için bütün böcekleri doldururdum ellerimle!...bütün toprakların bütün böceklerini...
İçmek tek anlamlı şey, üstelik alkol sağır değil
duygusuz değil bu kez...aklımı alıp alıp getirmiyor saçma uzaklıklardan
zorla sığdırmaya uğraşmıyor kafatasımın içinde
inleyen `zavallı` beynime...
Sevgimin(sevgilimin değil!) derisini kanatıncaya dek ısırmak, kan içinde bırakmak dişlerimi ama
dilime bir damlası bile değsin istemem
tadını duymak istemiyorum aşkın!!...
Ellerimle yansıtmak aynıışıltıyı
söküp almak hoyratça
gövdeden fışkıran arzuyu koparıp
kaçırmak
hapsetmek içimdeki en derin karanlığa....
Cin dansının kıvrak çizgileriyle tatmin olmak
sabaha dek, sonra akşama dek....
Başını uçurduğum sevgimi
kağıt kayıklara bindirip
gövdesini uzaklara gönderip
sonra bakıp bakıp gözlerine
eni özlüyor gövden diye ağlarken
fısıltısını işitip sevginin sandallarının...
OKYANUSU SEYREDİYORDUK, OKYANUSU, BU SEVGİNİN GÖVDESİNİ, OKŞAMAKTAN ŞEKİLSİZ BİR YIĞINA ÇEVİRİNCEYE DEK, BOZARAK VE YOĞURARAK SEYREDİYORDUK!!!...
SONRA TEPSİDE KRALA SUNULMUŞ SEVGİLİ BAŞ
İKİ BİLLUR GÖZYAŞIYLA YAKARIYORKEN
GÖVDEMİ İSTERİM O ŞEKİLSİZ GÖVDEMİ DİYE BAĞIRARAK!
İstemesem de geçitlerimi açacak mıyım?
Geçecek mi bu yana o güzelcecik bedenleri
Aklını arayan incecik zevkleri
Birleştirecek miyim içimdeki karanlıklarda
Sonra derimdeki o uğursuz ışıltıyla
O kaçıcı buharı bırakacak mıyım başbaşa?
`Ruh`u bedenimden ayrılıp gitsin diye aşkın
Nurlandı tenim diye sevinecek miyim?
Ölecek miyim o anda ve en sonunda?
Alaycı bir patırtıyla kurşunlarken
saçma sapan görüntülü bir kefeni
gömülecek miyim sevinin derinliğine?
II
Günlük acısına dayanamıyorum artık
sunak taşının üstündeki yanan günlük kokusunun
öylesine benziyor ki tüm diyetlere
öylesine benzeyen ince yüzü
ve tam zamanında yakalanan gözündeki
o ince ve zekice bakışlarındaki pırıltı
bana;
KOLUMU KESTİM YAKALANMAYAYIM DİYE YAŞAMIN ATEŞİNE YETMEDİ diyor!!!
BAŞIMI KESTİM BÜYÜLENDİĞİM İÇİN O AKKOR SABAHININ IŞIKLI SEVGİSİNE diyor!!!
Yetmiyor, geçitlerimi açıp kapamak
Yetmiyor!!!!!
İstemiyorum artık
Bunu da istemiyorum!!
Tüm sıratlarımı kapamalıyım
bu vakit tam sırasıdır
ağlamamalıyım
ağlama sırası değil şimdi!
Sıratlarımı Sırattan aşağı atmalıyım!!!!!...
1980 Ankara
Haldun Hakman
Haldun Hakman şiirleri