Zincir Bize Vuruldu
Umuda bulanmışız bir kere
Baştan ayağa umut kesmiş her yerimiz
Gözümüz, kulağımız, ellerimiz
Hele bir garip uzanmış
Sevgiliyi belinden çeker gibi
Umuda can vermiş ellerimiz
Issız bir gecenin sabahına yaklaşıyorduk
İçimizden kopan fırtına habercisi
Keskin martı çığlığıyla
Mavi beyaz köpüklerinin
Kıyısına tutuna tutuna
Dağ gibi dalgaların
İnlerken..
Yan yatmış bir gemi enkazı
Ya da tufandan artakalmış bir armut sapı
Belki de birinin açıkta kalmış beyaz göğsü
Son savaşta gömülememiş yığınların içinden
Fırlayıp çıkan beyaz kadın kalçası...
Kabuğu soyulmuş gövdesinden damlayan sütle
Bir kiraz ağacı piposunu
Üfleye üfleye
Çeke çeke
Nar gibi kızarttığı ateşiyle
Gözleri emilen
Yirmiyedilik bir savaş artığı...
Hep beraber ellerimize baktık...
Gündoğumundan önceydi
Bin renkli bir cümbüş koptu
Denize kapaklanmış gökyüzünde
Ellerimizden kaldırmadık ama biz
Gözlerimizi
Mavi, beyaz ve kırmızıya bulandığını
Gördük
Bulut bulut atan damarlarımızın
Nabız vuruşunu dinledik...
Sessizlik içinde atılan çığlıkları gibiydi
Martıların
Öykü belki başka bir yerde geçiyordu
Belki burası yoktu
Biz öyle saydık
Öyle söyledik soranlara...
Bizi umut kesti hep
Sütün suya kesilişi gibi beyaz yüreğimizle
Bura martılarının çığlığını duyar gibi olduk
Belki martılar yoktu
Burası da yoktu da
Soranlara hep öyle yalansız söyledik...
Soranlara hep böyle söyledik
Biz acıyı çoktan bal eyledik
Eyledik eylemesine de
Balı unutmadık
Arı gibi dolanıp
Özsuyunu
Dudaklarından, memelerinden emdik
Sevgilinin
Sevgili bir idi bir de biz eyledik
Üçüncüyü peyledik...
Ak güvercin kanatlım
Bir nokta koymuşlar
Tam kuyruğunun ucuna
Noktası zeytin çekirdeği
Gözleri ezmeli dağ çiçeğim
Biz hayatı sende belledik
Gör gözlerim kan çiçeği
Kimin için açmış
Kime yanmış yakarmış
Ellerinden vurulmuş
Yarin yanağı dahil herşeye
Gözlerinden vurulmuş
Ezmelim...
El bebek gül bebek gül bebek gül
Gül de ürün derleyelim
Ateş olalım
Su olalım
Sel olalım
Ak güvercin ağzında
Bir dal olalım
Sevgi getirelim zeytinim...
12 Eylül 1982-Ankara
.
Haldun Hakman
Haldun Hakman şiirleri