Yre Mektub
Sadece gözünü görseydim senin
Çekilmez kedere düşmezdim gülüm
Duymasam tadını yakan bûsenin
Zor gelmezdi bana ânî bir ölüm
Dersin ki terkedip kurtulmalıyım
Vuslatın lezzeti öldürür beni
Ölümsüz olmaya yol bulmalıyım
İstemem peşimden her an geleni
Yârin emri deyip hürmet ederim
Sana itâatin saâdeti vâr
Seni görmemeye gayret ederim
Yaksa da hicrânın büyüttüğü nâr
İnkârın ne kolay, geçen yılları
?Ben taze nihâlim? deyip ey gülüm
Bize saâdeti seçen yılları
?Unuttum ve lâl`im? deyip ey gülüm
Tarihin hükmü var yâr denilene
`Ne vefa bulunur, ne aşk dilberde
Beni bir kerecik sar denilene
Pek Elim bir azâb düşer mahşerde`
Kederim İstanbul için sevdiğim
Bir daha göremez böyle bir sevdâ
Şu yüce gönlümden gel in sevdiğim
Olsun bu mektubum sana bir vedâ
Halvet olduğumuz anlar avutur
Tamû kadar çetin yanan gönlümü
Belki senden güzel canlar avutur
Unutturur bana solmaz gülümü
Mektubum götürsün seni mâziye
Yâdındaki her an, ağlatsın gülüm
Bakmasın gözlerin yeni mâziye
Dikenin gönlünü kanatsın gülüm
Eslâf merhametli ve mahzûun idi
Yârine âh etmez, hep âh çekerdi
Gözü de gönlü de her dem hûn idi
Yâr için sayısız günâh çekerdi
Kıyâmet yakındır, devrân değişti
Ayrılık ardından bin âh getirir
Yâr ile yaşanan hicrân değişti
Bir anlık adâvet aşkı bitirir
Derim ki sevgilim, ayrı düşersek
Ömrünce sarp dağlar üstünde sürün
Bu aşk gönlümüze kâr etmez dersek
Ak kefen yerine siyâhlar bürün
Öldürür âkıbet bu keder beni
Kabrimin üstünde bülbüller öter
Toprakta böcekler gelip yer beni
Cismim de gün görmez ve böyle biter
Sen mahrum kalasın kabirden bile
Toprağım üstünde kapanıp ağla
Düşürsün bu hâlin seni her dile
Zülfünü taşıma gül diye bağla
Çürüsün de cismin toprak üstünde
İdrak et verdiğin azâb nicedir
Olmasın ümidin bensiz düğünde
Nur olsun alnında sevdiğim Bedir
Ekrem Kaftan
Ekrem Kaftan şiirleri