Gördüğüm; Kördüğüm!
I.
Saat dursa da akar zaman. Görmenin tek yolu vardır; kötülüğe yakın durmak. Bu, kötülüğün gerçeğini değiştirmez, onun yaratacağı sonuçlara ve ona karşı yürütülecek savaşlara engel oluşturmaz. Kötülüğün rengi koyudur. Karanlık; karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık, karanlık ve karanlık! Sürekliliğin ve yaşamsal olanın nefes aldığı yer. Yani ışığı belirlemeye yarayan, karşı gerçek. Karanlığın içinde yaratılan, üretilen (ve yaşanan) her şey aydınlık bir çağrıdır.
Ve böyle bilinmelidir!.
2.
Saat dursa da akar zaman. Tüm gerçek şeyÕler karanlıktan aydınlığa bir yolculuktur. Karanlık habercisi değildir kötülüğün (hele yaratıcılar hiç değil). Kötüye tutulan ışık, kendinden önce kötüyü, kötülüğü aydınlatır. (Yalnızca kendini aydınlatan iyilikten kuşku duymak gerekir; gerçek kötülük o aydınlıkta gizli.) Hepimiz için ve her zaman! Zamanın azarladığı bu çocuklar, gördüğü düşleri bile hayra yorarlar. Aydınlık düş olmadığını anımsa! Bu karanlık dehlizden geçmek gerek. Geçmek gerek başkalarının hayatlarından ve tüketmek gerek hiçkimseyi...
Herkes hiçkimse aslında.
3.
Saat dursa da akar zaman. Ôİyilikten maraz doğarÕ, demişler miydi? Desinler. Yaşamda çözmek için bir şey gerekseydi; kördüğüm. Bu düğümü ancak kötüler atabilirdi. Attılar da. Çözmekse; susmayan, ertelemeyen, kaçmayan, korkmayan ve sonuçlara bakarak iş üretmeyen insanın işidir. Yani değiştirir. Bu savın da bir düğüm olduğunu düşlemek bize kalır ve kördüğüm iki uçludur. Başkasına bakan ve başkasını tespit eden kişinin, bakılan ve tespit edilen kişi olduğunu herkes bilir ve herkes unutur.
Tespih böceği, kimi kez tespit böceğidir.
Böyle olması iyidir.
4.
Saat dursa da akar zaman. Kötülüğün yangını, iyileri yakar. Kaç kişi yanar bu yangında. YangınÔın sesi ulanır. Uzar gider bir yerlere; yangıııııııııııııııın! O yer içimiz midir? İçiniz midir? Yangın vardır. Yangın nerdedir? Yangın, şarkıların söylediği yerde midir? Kim bilir? Çok kişinin yandığı bu orman, tek kişiyi aydınlatır. Bu tekler kaç kişidir? Yangınım olan kişi, yangına benimle gider (midir?). Yangını benimle söndürür (müdür?). Bu yangının şehri var mıdır?Başka bir şehir var mıdır?
Bu yangını ancak bir nehir söndürebilir.
Yanmak için!
Yanar içim!
5.
Saat dursa da akar zaman. Kötülük ve iyilik renklerini gizlerler çoğu kez. İdam edilen bir maviÕnin genç kimliği kalır bellekte. Kimliksiz gövdelerdir yargıçlar, onlar bilirler kendilerini. Komşuda hayat güzel değildir her zaman. Aynı oyun orda da sahnelenir; genç ve güzel cürümler biçilir, koyulukta. İnfaz kimlik değiştirir. Urba değiştirir. El değiştirir.
Ölüm her yerde ölümdür.
Uykusu kaçar birilerinin.
6.
Saat dursa da akar zaman. An sıkışıktır. Onu elinde tutan cin, çocukluğunda ezberlediği ayetleri mırıldamır içinden. Geçer zaman. Saat ayarlı bu bombanın patlaması an meselesidir. Tuval gerilir. Gerilir bir şeyler uzakta. İpe serilir yeni cinayetler; göz görür, gönül katlanmaz. Sert kıllı bir fırçadır şimdi zaman. Zaman geçer. Sıkılır tüp. Nasılsa patlar bu umarsız iltihap.
Söz uyumaz.
Düşman da.
7.
Saat dursa da akar zaman. Cübbesine sarınmış bir cemaat kalır geride. Geri kalınır. Bırakılır. Cem edilen bu hane, dehşet ve yangın yeridir, kan kokar. Boşlukta çınlayan her ses geri döner; onlarınki de. Oyas geçip giden bir şeydir hayat. Geçtiğimizdir. Gençliğimizdir. Koklamadığın şeye dokunma. İyilikle kötülüğün yer değiştirdiği tapınakta tapın.
Takke nasılsa düşer.
Görünen budur.
8.
Saat dursa da akar zaman. Varsa yoksa bir canavar görür, bizim de gördüklerimizi. Dona kalır bir şeyler. Tarihin geçtiği (ezerek geçtiğiĞbiçerek geçtiğiĞkırarak geçtiğiĞdökerek geçtiğiĞ yakıp yıkarak geçtiğiĞkıyarak geçtiği) bu garip sokak, faili meçhul katliamların sahne arkasıdır. Sessizdir çoğunluk. İş görülür. İşi görülür birilerinin. Ölmek ve öldürmek işÕtendir bu iklimde. İklim gecedir. Canavarın kalbi çarpmaz. Gözünden akan kötülüğün rengidir. Siyahtır. İyidir.
Tek canavarlı dinler böyledir.
Kulları içindir. Her şey.
9.
Saat dursa da akar zaman. Ardına saklandığımız şeyler, bizden başkası değildir oysa. Devrildikçe yeniden dikilen put, yersiz koyulmuş bir nokta (.) gibi yarım bırakır cümleyi. ÔCümle kötülükler insandan gelirÕ, denmiştir. Denilsin. Devrilsin diktikçe yıkılan putlar. Kalbi varsa iyiliğin? Kötülük böyledir. Gövdemizin rengi bile değiştirilmiştir.
Sakin siyah dururken, yeşil bizim neyimizedir?
Böylesi iyi midir?
10.
Saat dursa da akar zaman. Olmaya yüz tutmuştur gecenin meyvesi, bu çorak toprakta. Ruhu ot bürümüştür. Her şeyden uzakta. Kendine yazgılı cinnetlerden uzakta. Açar çiçeğini ve durur meyveye. Hayattır çekirdek. Hayatı kendinedir. Kopartın cennetin asmasını, üzümünü. Azıktır. Bu yeşil iyidir. Dursa da saat büyür gecenin meyvesi. Büyülüdür.
Ancak böyle bozulur büyü.
Bilinsin istenir.
11.
Saat dursa da akar zaman. İçindeki yılanı besleyemeyen gövde, katleder ötekini ve başkasını. Çiçeği sulamaya bilmek gerekir. Hayat budur. Basittir. Kalbimize çakılan çiviyi çekip atmak gerekir. Sessizlik bozulur o zaman, kan konuşur. Sakalı uzar hayatların. Hayat denen cennette cehennem düşleri görülür. Araf budur ve kurduğu düşü göremeyen öldürür.
Cinayettir.
Kötüdür.
12.
Saat dursa da akar zaman. Yüzünü gizler birileri. Göstermek istemez. Ne ki gövde tuzaktır, ele verir insanı. Kaçtıkça döndüğümüz cinayet yeri onun evidir; bizim gibidir. İnsan tadında, insan rengindedir. Bunu bilmek yeterli midir? Karışır aranıza, aramıza. Yerden göğe bizimledir. İyiliğin sesi dilindedir.
Şeytan kendine ayna.
Elindedir!
13.
Saat dursa da akar zaman. İşaretler şeyÕlerdir. ŞeyÕlere güvenmeyin. (Sarık, cübbe, önlük, yelek, takke, takunya, jean ve cin, ayna, saat, çivi vs.) Tüm bunlar ve benzeri şeyÕler bu vahşet tiyatrosunun baş oyuncularıdır. İnsanlar oyuncaklarıdır onun. Büyük düzenin başı ağrıyordur. Başını kesmeye hazırlanıyordur birilerinin. ÔOnun kestiği parmak acımazmışÕ, derler. Desinler.
Kötüdür.
14.
Saat dursa da akar zaman. Parçalanır bir gün ayna. Sır dağılır. Açıktadır gizlilik. Gizlediğin şeyi evine götür. Evler iyidir. Çünkü bilir kendini. Bahçe evdir. Pencere de. Evlerde aşksız yaşayanlar, kin beslerlerler. Çiçek solar. Akşam solgun bir sardunyadır, kadehte. Kadeh kırılır, dağılır kin! Geriye kalan zarif bir cinayettir. Kalp susar. Kök uzanmak ister yeni topraklara; verimli. İçimizdeki cevher dışa vurur. Vurulur biri erguvan akşamlarda. Ölüm gerçektir.
Gereklidir.
Hayat gibidir.
15.
Saat dursa da akar zaman. Sayılıdır gün, geçer. İktidarın biçtiği gömlek herkese uyar; giyersen! Kanlıdır. Yüzünü örttüğün kağıt senindir. Hayat da öyledir. Biz bu şiiri zaten yazdık demek kolay! Yol bittiğinde, elinin tersiyle ittiğindir şiir! Gömülüdür. Kaldı ki gömüdür. Bul ve yont onu. O seni bilir. Beyaz da suçludur; sen bilirsin!
Ben söylemedim!
Bilinir.
16.
Saat dursa da akar zaman. Ucu açık bir geçmiştir kötülük; iyi olmak cesaret ister. Çocuk ta öldürür bir çocuğu; geçmişi yoktur. Kötülük; anÕdır. Yalandır ardına sığındığımız iyilik. İyilik bir gün bizi de terkedebilir. Topaç döner! Aşk cinayetleri iyidir. İyilik görecedir. Gördüm.
Yanlış da sevilir. Yalnız da sevilir.
Ruhun sığındığı liman; benimdir.
17.
Saat dursa da akar zaman. Geç kaldığımız yer; burasıdır. Dünyadır. Yer küre kabuktur, kabûlümdür; haritaya çizilen yer bilinir. Bilinir saçlarından çektiğimiz gençliğin iz bıraktığı EylülÕde. Eylül ki melül bir gelecektir; geçmişimize yazılan. Silinecektir. Çıksa içimizden açılan bu kapı, başka yataklara. Yataklar kan! Silinecektir.
Yoktum oysa.
Vardım da.
Bilinecektir.
18.
Saat dursa da akar zaman. Her belaya açık bir hayat bizimki. Geç ölümler bile genç bu toprakta. Gördüğüm hayalet dün benimle yanyana. Kerbelanın tarihi de az tutar bizimkinin yanında. Ciltleyip, tavan arasına kaldırdığımız bir ölüdür cesaret. Kaldım bu toprakta, açılmamış bir mektup gibi; adresim okunaksız! Çizilir boşluğu ölünün. Kalır caddede. Üstünde okunmamış bir gazete. Kuponu kesilmiş. Okumak, bir tayfadır bu gemide.
Miçosu yoktur.
19.
Saat dursa da akar zaman. Duran bir saat yetmiyor artık. Geriye doğru ilerlemeli zaman. Zaman hızla geri gelmeli ya da geçmeli. İhtiyar bir ceset neye yarar ki? Basıp geçin üstüme, anlamak zaten yalan!, yol uzun. Patlamayan bomba en korkuncudur. Yol yine uzun; mevsim malesef hazandır. Kötülük yine bize kalmıştır. Düşe kalka yürüdüğümüz bu geçit, geçip gidemediğimiz kadardır. Karanlıktır.
Kalıttır. Kanıttır.
20.
Saat dursa da akar zaman. Kanın rengi bilinir; kırmızı. Oysa sorgulanan kan değildir, rengidir. Rengi bilinen şeyler herkesindir. Herkes sorar, kimse yanıtlamaz. Soru bellidir. Renksiz çadırlarda yeşeren hayat, her sorunun yanıtını bilir gibidir. Sorma? Sormak yanlış bir eylemdir. Onlar bunu da bilir. Yanıtı bilinmeyen uzun bir sordur yaşananlar. Yaşayanlar bilir. Bilgi ağaçtır. Meyve verir. İyidir. İyiden geçtim. Size vardım. Masal bitti. Melek öldü.
Yeni bir kanat yok.
Kanıtlar var.
Gidilir.
21.
Saat dursa da akar zaman. Kör karanlık, yalnızca karanlıktır. Mutlak karanlık. Kimi kez mecaz kimliksizdir. Mecazdan kork. Gönlünü düşürdüğüm yerde bul mendilini. Kalbin kanı kırmızı değildir. Kanar içrek ve siyah. Kan görmekten korkma; hayattan kork! Ne kırmızıdır, ne siyah! Kalp iyilik saçar. İyilik geçicidir. Bulaşır kötülük. Yanındakine dikkat! Günlük tut.
Renk kötüdür!
Oysa kalem siyah!
22.
Saat dursa da akar zaman. Sığındığın kaleyi terket. Sen vadilerin ve gökyüzünün çocuğusun. Biliyorsun. Şehir kandır. Emanetçide unutlumuş bir anahtardır ikamet. İsabet. Bırak yerinde dursun şeyÕler. Yer değiştirmek insana yarar. Eşya toz tutar. Dil paslanır. Ört üstünü her şeyin, sözle. İçindeki şeytanı kentte bırak. Biri bulur nasılsa. Yalnız git.
Çabuk dön.
23.
Saat dursa da akar zaman. Kuyuya attığın taşını çıkaracak birileri bulunur. Yeterki attığın taşı unutma. Unutma geçtiğin yerlerde iz bırakmayı. Kimya ve simya. Büyülü matematiğin ikizleri. Söylenmedi. Söylenir. Birilerinin de geçip gittiği, bizden önce. Artık her şey yeni.
Değildir.
Böyle sanılması iyidir.
24.
Saat dursa da akar zaman. Kum kurtulur yatağından. Kuş yine uçar. Çağın ortası ve sonu hep kirlidir. İrindir. Kitaplar tozlu, mürekkep silik. Ten yine garip. Her şey can ve can içindir. ÔHer ağacın gölgesi serinletmezÕ demişler. Desinler. Sözdür. İyidir. Kimsenin bulamadığı bu ceseti kaldırın ortadan. Ortalık toz duman; vahim nokta! Gerçek de kekredir. Okunmaz. Işık tutun! Işık tutun!
Kapıları açık tutun!
Ruh uçar!
25.
Öldürdüğüm ölü;
26.
BenÕimdir.
Turgay Kantürk
Turgay Kantürk şiirleri