Sevgi
I
Ellerin geniş, yüzün kalabalık değildir senin
Nasıl bileceksin kaldırım taşının kabuk bağladığını
Bir çiftçinin ellerine dokununca bozkır olamamışsın
Bu yüzden sokakta yürürken avuçlarını ısıtamazsın
Ağıt nasıl yakılır, nasıl kına vurulur bilemeden yaşamışsın
Öyle ki nehirler bazen bir denize dökülmek için akmazlar
Dostun elinden zehir içilirse gök nasıl soğur görememişsin
Farkında değilsin giyinik bakıyorsun çıplak uçan güvercinlere
Sen böyle sevemezsin
Ama dünya çok daha geniş, sen böyle sevemezsin
Daracık, daracık, daracık yüreğin vardır senin
II
Bir muhacir, yüzünü niçin nadasa bırakır bilememişsin
Acı çekmek, kendine dal bulamayan bir yapraktır
Öpüşlerini unutmak için, bütün dudak izlerini silmişsin
Türküler söyleyerek yasaklı yollarda yürümemişsin
Bir beden yanarsa neler sulanır görememişsin
Yağmurun utandığı ve bulutların buruştuğu da olur
Aşk, üşümekten korkan bir kelimeyi sıcak tutmaktır
Saçak diplerinde bağdaş kurup alnını serinletemezsin
Sen böyle sevemezsin
Ama dünya çok daha insaflı, sen böyle sevemezsin
Küçücük, küçücük, küçücük merhametin vardır senin
III
Grevlerde halay tutan işçileri kucaklamamışsın
Efendilere fırlatılacak aksi sözlerin yoktur senin
Açların, asılanların hesabını bir beyaz gülle tutamazsın
Darağaçları bengi yapraklar açsa ne olur, bilememişsin
Karların üstünde yanan bir dağ ateşiyle ısınmamışsın
Sana zor geliyor, söylediklerin donar diye üşümemek
Ayın altında hafif uyuyan bir eşkiya olmak istememişsin
İstek dışı bir bakışla namludan kelebekler uçurttamazsın
Sen böyle sevemezsin
Ama dünya çok daha aydınlık, sen böyle sevemezsin
Işımayan, ışımayan, ışımayan gözlerin vardır senin
IV
İsyan eden bir köleye derinden hiç bakmamışsın
Söyle, acıktığı zaman hangi canlı merhametli olur
Özgürlük, katılmak mıdır yoksa seyirci olmak mı
Söyle, eşit olunmadan bir arada hiç yaşanır mı
Kervanlara yol gösteren kuyulardan su içmemişsin
Ama korkmazsın ve uykunu avucunda saklamazsın
Yıldızlara bakarsın örtünmek için bir sözcük bulursun
Bir dilek tutunca niçin terlemiyorsun hiç söylemezsin
Sen böyle sevemezsin
Ama dünya çok daha ferahtır, sen böyle sevemezsin
Açılmayan, açılmayan, açılmayan bir için vardır senin
V
Yüzünü dağlardan sarkan bir ışık demetiyle ısıtmamışsın
Mevzide unutulmuş bir bakışı kendine konuk edemezsin
Köy yollarında sıkışıp kalmış bir damla serinlik midir
Bir gökdelenin çatısında kimin ayak izleri var bilememişsin Farklıyı yücelten ve benzeri bozanları tanımamışsın
Kendine ağız bulamayan bir sesi göğsünde tutamamışsın
Sessizlik topraksız bırakılmış bir tohum gibi şiddettir
Bulutlar çekilince gökyüzü nasıl mayi konuşur duyamamışsın
Sen böyle sevemezsin
Ama dünya çok daha mütevazidir, sen böyle sevemezsin
Küçümseyen, küçümseyen, küçümseyen yüzlerin vardır senin
Sen böyle sevemezsin
Selim Şen
Selim Şen şiirleri