Gurbete Mektup
Küskünlükler çilemizin bir garip ağıdıydı,
Ve sen, aryalara dökülmüş en güzel notalarıydın hep.
Ben ise bıkmadan usanmadan seni dinlerdim,
Kurumuş gül kokulu, karanlık gecelerin soluksuzluğunda.
Üzülme boşuna gülüm, barışıklık bana yazılmış gazel değil,
Ben içimde türküleri barındırırım, denizlerin türküsünü.
Hani fırtınalı gecelerde kendi ağıdına ağlayıp
Kendini bilinmezliğinde yitiren denizlerin türküsü.
Bilir misin?
İşte ben, o umarsız fırtınaların
Denizin kasvetli sisleri arasından çalıp,
Kıyılara attığı batık bir geminin dertleriyim.
Zarf içine sıkıştırılmış kağıt parçalarından tanıyabildin mı ki?
Hain ve sus pus tuzağına düşmüş günlerin ardından
Ne bir sitem sığdırabilirim iki satir arasına,
Ne de bir coşkun türkü tutturabilirim gelen mektup ardından.
Titrek yüreğimin sesini duyabiliyor musun?
Toprağının seni sarıp kucaklayamadığı,
Rüzgarın acı ağıdının tanıdık olmadığı,
Ve düşlerin farklı dillerde görüldüğü bir diyarda
Kendini bir başına ve yalnız sanmayasın....
Bak kapat gözlerini, duyuyor musun?
Gurbet kokulu akasyalara inat,
Bir yürek çırpıyor taa uzaklarda,
Adı konulmamış diyarlarda.
Hani kanadı olsa beni terk edecek,
Uçmayı yeni öğrenen bir serçe titrekliğinde.
Ama yaşlı bir anka kuşu sanki cesaretini takmış kanadına,
Senin için koca okyanusları arşınlamakta.
Beni istemsiz sitemlerin sisinde yitirip gitme,
Ve unutma!
Yarınlara emanet umutlarım ve bir de
Seninle söylenecek yarım kalan bir türkümüz var,
İnsanların hayat dedikleri....
Ankara-11.2.2001
Erhan Özalevli
Erhan Özalevli şiirleri
Erhan Özalevli - Sonbahar |
Erhan Özalevli - Rasim Usta |
Erhan Özalevli - Paylaşım |
Erhan Özalevli - Gurbete Mektup |