Gece Yarısı Notları
ben ondört yaşımdaydım ilk şiirlerimi yazdığımda
ve ilk aşık olduğumda bisiklete binen bir oğlana
- ama ondört yaşında hiç aşk şiiri yazmamış olmamı
aşkı anlamadan hiç konuşmayan bir sağduyuya mı bağlamalı -
sonra okulda bir ablaya aşık olacaktım
sonra saçları oluklu mukavva gibi dalgalı yaşlı bir memura
sonra -inanmaycaksın belki- sinemada yer gösteren bir
adama
sonra bir kaleciye
hey tanrım sonra bir deniz subayının ellerine
bir lise öğrencisinin uzun kiprikli gözlerine
ve gözlüklü bir keman öğretmenine
artık aşkı bir mirasyedi gibi harcayacaktım
hiç inanmadan duygu kaynağının bir gün kuruyacağına
ve kimbilir kaç yaşımda olacaktım
aşkın
ancak bedensel bir bütünleşme söz konusu olduğunda
onu gözelleştiren bir çaba olduğunu
şöyle bir düşünmeğe başladığımda
girişilmesi güç ve zorlu bir çaba olduğunu onun da
sen bir ozan kızısın
çok büyük tarihi aşklardan
ve sabun köpüğü gibi çocukluk günlerinden yaratılmadın
dünyanın bütün acılarını kollarında uyutan bir kadınsa
senin anan
artık kimselere aşık olamaz
olsa da can eriği yemiş gibi olur ancak....
ben onsekiz yaşında da hiç olmadım
kayak yaptığımı anımsamıyorum
yüzme havuzuna girdiğimi ve berbere gittiğimi de
dünyanın doğusuna doğru ilerledikçe
çoğalır hiçbir yaşa gelmeden ölenler
ve neden öldüğünü bilmeden ölenler yemen`de
altmış yaşında da olamaz kimse
kırkbeş yaşında da tam tamına
ben artık neyi yazıyorsam
onu yazdığım yaşta duracağım
karar verdim yalnız oralarda yaşayacağım
sen bir ozan kızısın
durmadan yaşlanan
ve ağlamaktan başka silahı olmayan
bir kadının değil
hırçın bir hesap uzmanı da değil vergi dairesinde
çok güler yüzlü bir bayan banka şefi de değil senin anan
devetabanlarıyla dolu bir odada müşteri ağırlayan
sapho`yu tanımamış olabilirim nazım hikmet`i
bir ozanım ama
ne faulkner`ı ne nietszche`yi saymakla biter mi
tanımamış olabilirim sözün gelişi
yunus emre gibi dağ başında kimseyi
atlı karınca mı keten helvası mı kiralık sandal mı
aksak timur ya da taptuk emre`mi diye sorabilirim
bunların anlamı
hiçbir okulu bitirmedim
hiçbir dili sevmedim ana dilimden başka
ben biraz çerkezim biraz arnavut biraz giritli
kendi esintilerimle başbaşa kalınca bazen tanımıyorum hiç
kimseleri
bilirim üzümü şarabı ve sirkeyi
-birbirinden elde edilen acı ve tatlı herşeyi-
reçellik incirlerin üstündeki kahverengi çilleri
kuzu etiyle rezene otu pişirmeği
dedemin biri beşyüz yıldanberi ıstanbul`da yaşarmış
söylentilere bakılırsa
ben gidip onu da görmedim
tanımak da istemiyorum aslında `sülalemi`
hiç kitap da okumadım -var mı ötesi-.....
Melisa Gürpınar
Melisa Gürpınar şiirleri