İnce Bir Bayana Kibar Sözler
hayır istemiyorum o soluk yüzünüz geri kalsın
bakmaktan önce bir duygu olmalıydı değil mi?
ama lacivert bezlere sarılı bir gök armağan ettiniz
herşeyden önce, kenarları kırmızı dantelalarla örülmüş.
öyle aldatıcı, öyle yalnıızlık fışkırtır gibiydi ki
kan iskelelerine benzettim ben
ya da denize düşmüş bir gül kıyısı ne farkeder...
işte istemiyorum o soluk yüzünüzde böyle bir görüntü
istemiyorum
bunun yerine küçük bir menekşe yerleştirin saçınızın kıyısına
hoyrat çenenizi gülücüle çevreleyin
gamzeleriniz üçer beşer çoğalsın
kederlerinizi hayat kıyınıza uğratmayın.
tat alınacak bir elmadan damlayan o hayat ışığı
kadınlık kalçanızda parladığında ne kadar mutluydunuz!
düşününüz bir, tat alınan kalçada gezinen ellerim
hayatı bütün bütün kucaklıyordu, seviyordu
öyle ya seviyordu...
gözlerinizdeki lekeler sinekler gibi uçuştuğunda da
mutluydunuz
ermişlerin tasvirleri kadar dağılıyordunuz tabloya!
ereğinizdi o ışık...
bir kıyı kentinde denize en yakın o uzama uğradığınızda
sarıldığınız o ölgün ışıklı lambaya da bunları böylece
itiraf ettiniz!
biliyorum sondan bir önceki itirafınızdı bu
hepimizin gözlerine bakar gibi yapmıştınız bunu
küçücük lekelerin sizden kaçışıp
gözlerime yapışması pahasına...
ben o gözlerimi çektim birer birer
midye incileri gibi biriktirdim
sonra saçtım birer birer
baksınlar hayata
ve sizde göremediğim herşeyi görsünler diye
evet:
çektiğim her acının bir eşini de gözlerinize saçtım
görünüz artık!.
istemiyorum o soluk yüzünüz geri kalsın!
3.8.1983 Ankara
Haldun Hakman
Haldun Hakman şiirleri