Yolcunun İlahisi
Ibu ten sunak mı suna
bu aşkın korkusuna
hüznü azık mı verdin
kalbinin yolcusuna
sen benim kalbimi bilmezsin suna
doktorlar hiç bilmez
babam da
bilmezsin hangi nehrin içime dolduğunu
deli taylar misali koşarken gözlerinde
aslında zavallı bir bakarkör olduğumu
sen benim kalbimi bilmezsin suna
ağrımadan geçemedim ben bu hayatı
geçemedim özenmeden kuşlara ceylanlara
bilseydim içimde bu atıldığım kuyuya
bilseydim kervanların uğramayacağını
bağlanırdım bir yakub'un ak düşmüş saçlarına
II
sen mağrur esirleri bilmezsin suna
hayatı bir yük gibi boşanarak sırtından
içindeki en yüksek dağa kaçanları da
bilmezsin bu ağzımı kan eden ilahiyi
içimden katar katar geçen intiharlara
her akşam ninni diye söylediğimi
çekilirken sessizce kalbimin doğusuna
doğrudur yıldızlara bakarak ağladığım
ruhumu çok uzakta bir deniz kıyısında
gözlerinden yaralı ak bir gemi sandığım
doğrudur güneşsiz ateşsiz ısınarak
yağmursuz ıslandığım
yine de yürürüm
çölümü ve yolumu taşıyarak içimde
bu hayatı acılı mil çekip gözlerime
yine de yürürüm
gün gelir göğümde sessiz bir yıldız gibi
kalbimin çamuruna yeniden bürünürüm
ki benim kalbimi bilmezsin suna
suna bu yol bu hüzün
yakar kül etmez közün
vuslat da firkat olur
düşer aynama yüzün
III
senden sonra içimde tek hüzün kaldı suna
her şey geçti masaldı her şey masaldı suna
daha yaşamak deme sevmek sevilmek deme
ne'm kaldı bağlayacak yüzündeki perçeme
bir bulut gibi sessiz gittin ve kaldı kalan
şimdi nasıl sunulur söyle sana adanan
ya döndür geri gelsin döndür gelsin gideni
ya da sen gel ağula aşk bildiğinle beni
sen gittiğinden beri bitmez güzdeyim suna
dökülsün yapraklarım ben o sözdeyim suna
Hüseyin Kaya
Hüseyin Kaya şiirleri