Ey İnsan Sevdalısı
Halil Aydın`a 
 
Gittiğinde 
kaldırımlar ıslanırdı 
faili meçhullerin kızıllığıyla 
istemeden 
mahzunluğunla bırakmıştın 
gözyaşıyla söylenen 
koca kentin trajedyasını 
 
Cümlemize kalemler kırıldığında 
ürkekliğin kabuğunda kaybolunurdu 
çekilirdi suskunluğun perdeleri 
sense 
boğardın / küle çevirirdin korkuları 
 
Gittiğinde 
zindan parmaklıklarına bıraktığın 
sararmış başak tanesiydi 
ya o şehrin yitik sokaklarında 
bir kerecik bile olsa son kez bakmadan uzaklaşman 
`döneceğim` demenin başka anlatımı mıydı...? 
 
Ey yalınlığına kurbanlar adadığım! 
mor dağların kalabalığında 
ıstıraplarla dolu sayfalar 
saçılırdı coşkuna 
mutluluğa tomurcuklanan 
tüm acılara vurulurdun 
bir sevgiliye vurulur gibi... 
 
Aşk 
ve umut yanyana dururdu 
ateşin bahçesinden kopardığın yüreğinde 
 
Ey insan sevdalısı! 
fırtına öncesi tedirginliklerin 
çöktüğü kuytuluklarda 
üşürdü geceler 
ürperirdi silahların soğuğundan 
vicdansız baskıların apansızlığında 
aman deyişe uzak duranların 
belalı isyanlarıyla çizerdin 
haritasını kavganın 
 
Halil miydi 
Nuri mi 
Lokman mıydı ismin? 
....aslında.... 
tüm seslenişlerin sesiydin 
 
Ey insan sevdalısı! 
ezgilerin tılsımıyla 
rüyaların yurdundan varırdın ufuğa 
ve kutsal toprakla yıkadığın 
ellerinle toplardın 
AYDINlığın güzelliğini 
 
Gülüşünle yakınlaşırdı 
asırların tozunda saklanmış 
zaferin defineleri 
Hey cigerparem 
o gülüşün ki 
yedi renk 
dört mevsim 
 
Ölüm yılan sinsiliğindeydi 
hoyratça / deli divane 
tarihin ağırlığı 
vuruşkan hiddetle durulurdu 
zorbalığın cehenneminde 
 
Şiirin ışığında 
çağların mabedinde 
kan ve revan içindeydi genç mazimiz 
yine de inleyen rüzgarda 
kar altında 
bereketli bakardın 
yeşil ve toprakça 
 
Hain kuşkular 
ve fısıltılar sonrası 
inadın mevzisinde 
kuşatılırken korunaklar 
kovan yığınında buldum seni 
delik deşik bedenin 
güllerin akınına uğramış 
 dağ yanağına benzerdi 
ellerin, ayakların kırılmış 
yoktu...güneş dilinden bakan gözlerin yoktu 
 
Ey insan sevdalısı! 
kahır rüzgarını estirse de içimizde 
her şey...biyografini anlatan birer kelime 
senden geriye düştüğün yerde 
kanınla tutuşup tutuşup harlanan 
ateşe akarız 
ölesiye bir yeminle...
Müslüm Aslan
Müslüm Aslan şiirleri
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.