Kanatıncaya kadar kanatlarını
Kanatıncaya kadar kanatlarını
deliğinin kanatlarını
ağzının arzu kanatlarını
sırtında kaşınan iki noktayı birleştiren kanatlarını
çırp, çırpın, çarp, çürüt
ama kanatma, kapatma.
Kullandığım dil, hani beğendiğin
ata yadigarı
bin suların altında sararan
saray duvarlarının içine gizlenen
bin kilitlerle engellenen
delişmen ve deliren şehzadelerden yadigar.
Kullandığım dil hani sarsakça ama ne istediğini bildiğin
ucunda biber gibi kibirini de taşıyan
o dehlizlerini ıslattığında, elmas parıldar
elma parıldar, gözü parıldar yılanın.. ?işte o
Kanatıncaya kadar kanatlarını yaladığım
birdenbire kuzeye kırdığım dümenin sırtı gibi
sırtındaki o iki noktanın kabuk bağlaması
zamanın, yine geçmesi zamanın.
Bükülüp eğildiğinde, kırılma acısına dayanamadığında
bükülüp eğildiğinde zaman..
ta ki kendiliğinden kanar kanatların
içine girer gibi eğildiğinde zaman..
Doğu Çankaya
Doğu Çankaya şiirleri