Kuşlar ve İnsanlar
-I-
Evler ve insanlar çıkmazında
Gidip gelen evsiz-ayaksız sesler,
Duvardan duvara evden eve.
Ödünç diye bir şey vardı eskiden;
Komşular, bir fincan aydınlık için
Ne dersiniz bir fincan acı kahve?
Beyazıt`ta müslüman güvercinler
Kanat vurdukça sıcak zamanlara,
Bir şadırvanda serinler gökkubbe.
Kuşluklar ve kuşlar pazarına
Bir Selçuklu gelir uzaklardan
Bir Osmanlı geçer omzunda yün heybe?
Sabah sularıdır, şu yelkenliden
Bakarsınız Nilüfer hatun çıkar,
Aşka düşersiniz bir selam üzre.
Yağmurla yıkanan serçe yürek
Kır atın üstüne bir Orhan Bey`dir,
Uçar güneşlerden güneşlere.
-II-
Üzerinde ince badem dalları
Evimiz çok pencereli bir kuşluk,
Ne cam ne çerçeve.
Rüzgar kaplı bir yorgan altında
En güzel yerinde ısınmak senin,
Badem gözlerini seve seve.
Yan yana dizilmiş yüzlerce ayna
İçinde mum gibi dimdik kıskançlık,
Yalınayak basar ateşlere.
Kanat uçları mı ellerin mi,
Beni benden alıp alıp götüren
Ulu acıların çıktığı yere?
Camlar kırıldıkça nasıl yeniden
Verirse içinin maviliğini,
Kendimi vermişim öylesine.
İki yeşil kadeh bıraktın bana,
İçmeye yeniden başladım iyi mi
Sevdalı kuşların şerefine.
Mustafa Necati Karaer
Mustafa Necati Karaer şiirleri