Bir Sonbahar Masalı
Bir sonbahar masalı
Düşleyeceğiz seninle beraber,
Düş ufuklarında,
Ancak çaresizlerin gayretkeşliğiyle
Ve başka birşey yapamadan.
Sadece düşleyeceğiz Bitanem.
Ve ancak sevenlerin,
sevip kavuşamayanların gördüğü bir düş.
Görüp, uyanacağız sonra o düşten,
yorgun, umutsuz, yitik bir şekilde hayattan koparak.
Düşten de hayattan da uyanacağız,
bir başka aleme geçeceğiz seninle belkide.
Bir sonbahar masalı düşleyeceğiz,
sonbaharın mahsun, kederli iklimine eş bir düş.
Yağmurlar yağdıracak sonbahar düşümüze,
aşk esintileri estirecek yüzümüze,
sarı yapraklar anlatacak ancak aşkımızı,
ölmekte olan tabiat olacak belki de birlikteliğimiz,
ve biz sonbaharda,
bir sonu paylaşacağız ancak bitanem.
Bir sonbahar masalı ancak anlatabilecek bizi.
Dağlar;
tıpkı sevenlerini yitirmiş,
acılı kadınların yası, yitirmişler gibi,
başı bağlı beyaz dağlar,
karlar kaplamışken yavaş yavaş,
içten lirik bir ilahinin dizeleri gibi,
bizim aşkımızın simgesi olacak, kimbilir.
Kadınlar yas tutar ya hani, evlerinin önünde,
gidip bir daha hiç dönmeyecekler için.
Dağlar Bitanem, dağlar tutacak yasımızı,
bir sonbahar ikliminde, başı beyazlarla kaplı yüksek dağlar. Acılı köylü kadınlarının içtenliğiyle tutacaklar yasımızı.
Bir senin, bir benim için ağlayacaklar.
Ağlayacak, ağlayacak, ve ağlayacaklar bizim için.
Karlar yağacak yine dağlara
bizim masalımız olacak söylenen.
Karlar kapatacak her yeri;
tıpkı bir büyük günahı örter gibi,
kulaktan kulağa söylenen yasak şeyler gibi,
örtülecek, en derinlere gömülecek yok olacağız.
Bir başka bahara, sonsuz baharlara değin,
kaybolacak, hiç olmayacağız...
Bir sonbahar masalında Bitanem,
ormanlar tutacak yasımızı.
Ormanlar;
ağaçların kardeş, özgürce yaşadığı ormanlar tutacak.
Onlar ki bir derin dervişin sabrıyla büyür her geçen gün için. Onlar ki, uzak iklimlerin,
garip, anlaşılmaz, mistik, dualarını fısıldar
sonbahar rüzgarlarında.
Ormanlar tutacak yasımızı,
sarı yapraklar bir taç gibi;
kanat gibi örtecek parçalanmış yüreklerimizi,
bir muhteşem merasim olacak son yolculuğumuzda.
En neşeli kuşlar, böcekler bile ağıtlar yakacak ikimize. Götürülen biz olacağız,
gidip daha dönmeyenlerin yolunda.
Uzak hint diyarlarında,
kadınlar ölmüşlerine,
saçını bile yolar ya hani
yaprak dökecek ağaçlar,
çürüyüp topraklaşan biz olacağız huzur sakinliğinde
bir ağaç altında, yapraklar örtecek tüm bedenimizi.
Yaşlı kadınların, küçük, kısık acılı gözleri olacak
dallardan sızan ışık kümeleri.
Mezarımızda nöbet tutacaklar,
koruyan, kollayan, nöbet tutan.
Her çizgide binbir acı gizli, kimsesizler gibi,
merhametle dikecekler çiçekleri mezarımıza.
En acılı zamanlarımızda kollarına gömüldüğümüz,
anne yüreği olacak toprak.
İçten bir merhametle saracak bizi.
Bir sonbahar masalında Bitanem,
yağmurlar anlatacak bizi.
Yere düşen her damla biz olacağız.
Topraklar bizi bekleyecek canlanmaya.
Her damlamız hayat olacak bizden toprağa.
Yağmurlar Bitanem,
kara kara bulutlardan akacak bereketli damlalar.
Onlar ki gözyaşlarıdır sonbaharın.
Ve sonbahar ağlayacak bize, bulutlar matemde.
Ağlayacak sonbahar bize.
Görmediği kadar güçlü bir aşkın peşinden,
ağıtlarla, paralanarak, hıçkırıklarla ağlayacak.
Sonsuzluktan getirdiği her damlayı dökecek gözyaşlarıyla.
Bir sonbahar masalında Bitanem,
kainat ağlayacak bize, yaslı gözlerle.
Ölüm havası esecek her yere, hayat duracak.
En sevgililer bile bize üzülecek,
- işte aşk diyecekler.
Bir anne şefkatiyle saracak ruhumuz her yeri,
ölü toprağı serpilmişken kainata.
Güneş, isteksiz, cılız doğacak,
ışıltılı parlak günler vermeyecek artık.
Bir sonbahar masalında Bitanem,
kavuşamayan biz olacağız sonsuz.
Bir düş, bir kabus gibi bitecek bu masal,
biz öylece kalacağız.
Bitecek Bitanem,
bitecek masal.
Bu masalda kavuşamayan biz olacağız.
Bir sonbahar masalı olacak.
Bir sonbahar ve bir masal...
(Bitanem`e 13.01.2002)
Bülent Şen
Bülent Şen şiirleri