OĞLUMA MEKTUP
İş başa düşer de geçersen başa,
Aslını unutup satılma oğlum.
İnsan gibi otur, insanca yaşa,
Haram lokmaları aşırma oğlum.
Oğlum mektubunda beni sorarsın,
Otuzluk nineyi niçin ararsın.
Geri zekalıyı niçin kırarsın,
Çingen bozmasıyla yatılmaz oğlum.
Köpek gibi sağı solu kapanı,
Solculara gece gündüz tapanı,
Devletin malıynan yemek yapanı,
Niçin arar oldun bilemem oğlum.
Kara çekirgeden fayda beklenmez,
Yalanına bir yalan da eklenmez,
Maymun surat tursil ile paklanmaz,
Ak pak bir şey değil bilemem oğlum.
Bayrak törenine hiç de katılmaz,
Pazara çeksen de yine satılmaz,
İnsal değil, köpeklere atılmaz,
Bunu sana layık göremem oğlum.
Her mecliste karga gibi cakılar,
Sınıflarda leylek olmuş takılar,
Sırtına takmış da itten yakılar,
Karga ile günün zor olur oğlum.
Diyorsun ki yemek yapar yal gibi,
Saçları acayip sanki kel gibi,
Yanıma yanaştı kokmuş yel gibi,
Genç yaşında seni eritir oğlum.
Oğlum, mektupları artık keselim,
Otuzluk nineden birlik küselim,
Aptal atı gibi niçin eselim,
Senin aslın gibi bulurum oğlum.
Sen ki insanlara değer verirsin,
Büyüdükçe hayan vardır erirsin,
Geri zekalıyı elbet görürsün,
O zaman payını alırsın oğlum.
Saygısız diyenler ite benzerler,
Yalını vermezse dostun ezerler,
Küstahlık ederek çokça gezerler,
Görgüsüze sakın kul olma oğlum.
Sordum geçmişini göçmen kırması,
Başında takılı arpa torbası,
Sana dert mi oldun piçin zorbası?
Seni yoldan eder unutma oğlum.
Çifte koşsan çift sürmeye yanaşmaz,
Ezberler her şeyi sana danışmaz,
Kirli saçına da eli ulaşmaz,
Nesebi meçhule kul olma oğlum.
Bu mektubu ezberine almazsan,
İspiyoncu fahişeyi bilmezsen,
Koçu kurban edip yola gelmezsen,
Selamı sabahı keserim oğlum.
Sen de Gariban’ın mektubun sakla,
Soyunu sopunu ben gibi yokla,
Deli bir baş olmuş, atıyor takla,
Kendine sövdürme, küserim oğlum.
Sırrı Yinanç
Sırrı Yinanç şiirleri