Yürü Şimdi
Bu anlayışsızlık ikliminde seni de yenilenlerden saydılar ya , dokundu değil mi bu onuruna.
Geceleri yoksul , kimsesiz kentlerde dinlemedi derdini öyle mi ve sonra geçemedin umutlardan köprüsünden yazık...
Duyarsız dostların ,umarsız aşkların vardı senin
Yine de sesin dalgalardı acılardan okyanusları , oysa şimdi bilmediğin bu sessizliğin içinde yani bu sağırlar aleminde Kimse duymaz kimse çığlığını
Hatırla.... yalnızca senin olan ve senden başkasının bilemeyeceği bir ülken vardı senin .
Kalelerin yüzlerce metre yüksekte buluşurdu özgürlüğe.
Dahası dağ köylerinin karizmatik görünüşleri gibi insana soğuk görünen bir o kadar da insanca bir yüreğin vardı senin...
Barışa inanırdın kendi savaşında , bilmedin gül uzattığın yerdeki namluları ve o keskin nişancıları ....
Varsın olsun dedin kapanır bu yara da...
Hüzün tarlası soluklarla bakakaldın dünya bahçesine kimi zaman , kimi zaman özendin sevgilere , sevdalara , dostluklara ...
İdamlık mahkumlar gibi başka tarafından yaşadın hayatı , hayat seni kandırmadı , sen hayata inandın...
Acıların bile adamcaydı bir zamanlar ...
Bağlanışların ve kopuşların ince çizgisinde küçücük de olsa tebessümlerin yansırdı az buçuk aynana.
Kerhen güven oylamaların yoktu içinde ve kahretsin yazmıyordu daha duvarında.
Bir bıçaksan kesmeliydin kangren olmuş yanlarını , yanına umutsuzluğu almamalıydın bu yalınayak çöl seferinde...
Fırtına başladığında uzaktaydın kendinden , ezanlar uzaktaydı
Sürüklendiğin kervanlarda ağladın her yanı yarım kalmış gençliğine
Sanma ki yıldızlar o kadar yakın , yorgun sabahlara korkulu özlemlerle uyandın üstelik hiçbir anlam veremedin nefes almaya doğrulduğunda suyu aramana.
Sonra anladın her nesnede bir gizem ışığı olduğunu , kaleminle konuştun , kalemin susmadı sonra ; türküler söyledin dağlara , ağıtların denize döküldü yitik Çukurova akşamlarında .....
Sonra anladın bir orman uğultusu doldu benliğine , düşlerin penceresi açıldı...
Duymak oldu görmek , hissetmek bilmek oldu ,
`ŞİİR` oldu.
Yeter ! Kapatma gözlerini artık esarete , kurşun ol derin yaralar aç , siper ol koru cevaplarını ,
çünkü yolun uzun Çünkü daha çok var düşlerin ve çocukların şiirine
Ve gözyaşlarınla çoğalttığın nehirlerin kenarından yürü şimdi
Daha çok var `yürekliler kentine`
MART 2000
Bahadır Erdem Bülbül
Bahadır Erdem Bülbül şiirleri