Vasiyet
Gidenler; eşlerine, evlatlarına, arkadaşlarına, dostlarına yazıp bırakırken
Ben, sana yazmak zorunda kaldığım için beni affet, beni affet baba!
Hiçbir zaman, hiçbir zaman senin istediğin gibi bir evlat olamadım, biliyorum
Hoş, kendi istediğim gibi de olmadım ya; ne fark edecekse!
Yağmurlu bir akşam üstü, parkamın sırtı delik deşik, kafam gözüm darmadağan,
Getirip bırakırlarsa evin önüne; sakın, sakın üzülüp dövünme ve hiç düşünme nedenini!
Soranlara, soranlara ömrü sokak çocuklarıyla, eylül çocuklarıyla, onun bunun çocuklarıyla ve
En son da ittifak çocuklarıyla kavgayla geçti dersin!
Şimdi, şimdi hep özlediğimiz bizim çocukların yanında dersin, olur mu?
Sıradan bir mezar, sıradan bir tören istiyorum!
Tıpkı; dokuz can, dokuz yiğidim, dokuz gardaşım gibi...
Cenazeme gelen, cenazeme gelen; kotlu, parkalı, ikibin içen arkadaşlarımı benim yerine koy, benmişim gibi sev,
Anlamaya çalış onları!
Onların, onların yaşanan bunca şeye rağmen beni sevdiklerine inanıyorum
Dilerim, dilerim öyledir de!
Ama, ama tabutuma tutunup en öne geçmeye çalışan, güneş gözlüklerinin altında timsah gözyaşları döken gravatlı godoşları.... Heh, boşver gitsin!
Velhasıl, velhasıl; vasiyetimi ve sıkıntılarımı yine sana,
Arabamı teşkilata,
Kavgamı ve aşklarımı genç kardeşlerime,
Ağacımı, ağacımı yeni ozanlara,
Silahımı, sazımı, kitaplarımı ve inadımı oğluma,
Sevgimi kızıma,
Sabrımı kadınıma,
Türkülerimi, türkülerimi her şeyden çok sevdiğim halkıma bırakıyorum!
Bana, bana HAKKINIZI HELAL EDİN!
O Gece - Vasiyet -1997 Ekim
Ahmet Yılmaz
Ahmet Yılmaz şiirleri