Sen
İtiraflara soyundum. Evet seni gerçekten çok ama çok seviyorum.
Gözlerine dalıp gittiğimde beni benden alıp götüren masumiyetin,
Saf ve kendine has güzelliğin. Aşk şarkılarını severek dinleten sihrin ve gözlerimin içini güldüren sevecen marifetin.
Hoşnutum. Hatta mutlu. Ama buruk.
Keşke bunca eziyeti görüpte hayata karşı silahlanmadan ve aşka karşı savunmaya geçmeden önce tutabilseydin ellerimden.
Şimdi bu senelerdir süren hazırlık döneminin boşa çıkmasının etkilerini yansıtıyorum sana. Özür dilerim!
Ben içten ve inanabileceğin kadar hoş sevebilirim seni.
Şu anda yakın olduğum kadar hiç sana yakın olmadım belki de.
Gün geçtikçe daha da yakınlaşıyorum uzaktan da olsa.
Sende keşfettiğim her bir tepenin zirvesinde bir sonraki tepeyi görüyorum.
Ve onunda zirvesine varmak üzere tekrar yola çıkıyorum.
Her yolculukta bugüne kadar ne kadar uzak ve yanlış yönlere gittiğimi görüyorum.
Sende doğruyu bulduğumu hissettikçe ve sınırsızlığını keşfettikçe bir kere daha tamamen sende olmanın keyfine varıyorum.
Doğru olan her tarifle ve anlatamadığım bir tabirle seni seviyorum.
Aşk demiyorum. Ölümlü olması korkutur beni.
Sana gelene kadar aşktı. Artık sınırsız ve gerçek sevgi. Doyumsuz sevgi.
Gözlerimi yaşartabilecek kadar acı olan ne olabilir sende?
Acı mutluluk yada başka birşey? Ne dersen de! Tarifsiz o kadar çok duygu varmış ki sende...
Deli düşüncelerimi saptıran, sinir düşmanımı yaktıran, tek bir resme saatlerce baktıran,
Bir damlayla ağlatmaktan öte bir hissi tattıran, yok canımdan sönmüş küllerimle beni tekrar yaktıran,
Uykumda sayıklattıran, hep benden öte inanmaya korktuğum herşeyi bana inandırarak yaşatan ilk ve tek kişisin. Sensin!
Zayıflıklarım ve hatalarımdan korkma. İçtenliğimi yansıtamamamın suçluluk duygusunu bana yaşattırma.
Unutma ki sen bir yıkıntı aldın. Yıllarca kalbini emanet ettikleri tarafından satılmış birini aldın.
İnsanlık sevgisine ve hayata güvenini yitirmiş zor bir insanı aldın. Gelgitlerden yorgun bir dalgaya kucak açtın!
Uçsuz bucaksız denize son umutla bakıp ta gözlerini yummuş ve
zifiri karanlıktan ayrım yapamadan kapattığım gözlerime yansıyan bir ışıksın sen.
Kaybetmeme arzusuna ve hırçınlığına bulandığım loş tebesümlerimin aynasısın sen.
Daralmış umutlarımın içinde kıvranırken bulabildiğim tek çıkış noktamsın sen.
Sona ermeyen ızdırabımla çöllerden çıkamazken tek bir damla halinde dudağıma damlayan yandığım o tesadüfsün sen!
Varlığım ve yokluğumsun!
Kokuna bulanıp ta uykusuz kalmak. Benden artan o güzel uykuya dalmışken sana bakmak.
Sana kızmak... Seni kızdırmak...
Görmüyormuş gibi yaparak aslında her an seni gözlemek. Farkını her hareketinde bir kere daha çözmek.
Senden ileri gidememek. Beni dize getiren bir tutku olduğunu görmek. Sana sarılmak. Seni sımsıkı sarmak.
Sevinçli hayallerimde haber vereceğim ilk kişi olarak seni düşünmek.
Senin için dua etmek. Ağlamak... Öylesine güzel ve tarifsiz hoş...
Oynamaktan deli zevk aldığım deli arkadaşım.
İçkisiz masalarda kendimi kurtardığım anlayışlı ve hararetli dostum.
Evcilliğimi hoş bulan biricik evcilim. Sorumsuzluğumda bana kaşlarını çatan çekindiğim.
Sevginden şımarıyorsam eksik kalan yanlarımın farklı taşkınlığındandır.
Beni kaybetme! Seni kaybetmeyeceğim!
Korkuyorum ve korkumun hep bu şekilde tazelenmesini diliyorum.
Seni seviyorum.
Levent Çokyürüyen
Levent Çokyürüyen şiirleri
Levent Çokyürüyen - Sen |
Levent Çokyürüyen - Rüya |
Levent Çokyürüyen - Sustu | Bunalım |
Levent Çokyürüyen - Mavi ve Siyah |