Bahçedeki Kız
İnceden hafif bir rüzgar esiyor,
Onun o ince yüzüne vuruyor.
Kurumuş ağaç yapraklarına benzer,
Hafif güneşten yada her neyse ondan,
Sararmış yüzlerce saç teli,
Boynundan omzuna oradan beline iniyor.
Uçlarda birleşen binlerce tel,
Her yerini görmediğim vatanımın,
Gece sessizliğinde labirent yollarını andırıyor.
Hafif tebessüm bir ifade,
Nedenini kestiremediğim gülümseme,
Yay gibi derler ya alayla,
Öğle değil belki ama ,
Kalın bir hat gibi belirmiş,
Kaşlar gözlerinin yanına.
Birazda serpilmiş adalar gibi,
Alnının bazı taraflarına.
Diyecek bir şey yok kirpiklere,
Koyu siyah ve uzun .
Zeytinin siyahı var ya,
Yada kömürün olur ya,
Ama koyu kara olanından,
İşte öyle.
Biraz daha uzamaya kalksa,
Sanki değecek kaşlarına.
Gözleri Haliç` in pis suyu kadar renkli,
Dur fazla gitme daha yakında,
Bin ada vapuruna bak aşağıya,
O kadar yeşil ve bulanık.
Hani derler ya anlamlı ve baygın,
Ne anlamlı , ne de baygın
Boş sadece boş bakar dünyaya.
Gülmek yakışır ya birçok insana,
Allah günah yazmazsa,
Denemeye kalksa zor gider kocaya.
Ağrı dağının sarp ve engebeli yolları,
Bilmesem de aklıma geldi.
Bir bomba koysan dümdüz
Bombada işlemez
Kaldırım taşının yapışmamış parçası burna ,
Karşımda çamaşır sularıyla kurumuş,
Apartmanın hatunlarının marifeti ağaç.
Yaprakları kuru ve cansız,
Onun kadar bile değil dudakları,
Sanki suya muhtaç kuru toprak.
Nedendir bilmiyorum ama,
Denizin çekici koyları,
Çiçekler arasında gül olanı,
Gökyüzünün köpük atılmış bulutları,
Doğanın balta girmemiş ormanları,
En çekici tek yanı,
Yüzünün olamadığı güzelliğin ,
Paranın alamadığı asaletin,
Sabah doğan güneş kadar parlak,
Gözlerime gelen gözlerinin utangaç tavrı,
Ve aynı hızla içeri girdiği bahçe duvarı ...
Seval Günaltay
Seval Günaltay şiirleri