BAŞLIKSIZ
Sesim dağlara... dağlar sesime yürür... içimde nice alaz büyür! Kavildaşlığıma ihanet
yorgunluklarda şehirler, kuş kanadı palaz rivayet günlükler gibi eskir. Eskimiş zamanlar
merhabası... adım (ki) kendi yanında bile duramaz olur. Bir o kadarına pranga vurulur
hatıraların... Solgun çehrelerin soluğunda nice aykırı yollardan geçip - bir o kadar oralı olmayışımızla yaban kalırız. Bu sokaklar eskiden böyle yalnız değildi. Gidenlere...
kalanlara... ve dönenlere... Çokça anlam yüklü mevsimler hecesi gibi kekeme okuyuşlar
kazandırmasaydı. Kekeme okuyuşların kırılgan duruşunda (kim o ki? Ya da ne zaman ki?
Hani nerede? Sorularıyla aranan ve beklenilen olan mesafeyi bir anlam kılmak için işte
yine sizlerleyiz. Sizler... bizlerin... bizler, onların hikayesinde duyulan iştiyaçlesi izdivacı
bir mutasallıkla eşiğindeyiz. Duygu, heyecan adına bir birikim (de) diyebiliriz. Tüm
birikimlerin gönül şimşeğinde çakan (buralı duruşların) yağmurunda ıslanmak arzusuyla
yürüyoruz, yürüyeceğiz. Sizde bizimle yürümek isterseniz yani adınızın yanında durmak
isterseniz hadi davete icap edin! `İnsan bilmediğine muhtaç değildir. Muhtaç
olmadığından heyecan duymaz ve heyecan duymadığına talip olmaz.` Buralı olmak
isteyenlere merhaba... buralı kalmayanlara (da) hoşça kalın demek lütfuyla...
Alişan Satılmış
Alişan Satılmış şiirleri