Afyon Çiçeği
Yokuşta duran sığ çakıl taşları gibiydin
Sana aşık olduğumda
Ey bataklıktaki afyon çiçeğim
Çoğu zaman karanlık, yırtık sokaklarda
Mor dudakların, pudralı yüzünle
Şapkamdaki delikten beynime girerdin
Damarlarımızda günah
Ahşap evin kuytularına saklardık kalbimizi
Anlayamadım ki
Sekerattanmı kurtardın duygularımı
Yoksa mezardan çıkardın
Kurtulmak ne demek
Bilemedim ki,
Yeni baştan biçilmek sarhoş tarlada
Çıldırmış dalgalarda yorgun kulaçlar
Umutsuzca umutla belkili kıyıya
Sonsuzluk sanıyoruz sakın boşluğa düşmüşlüğü
Ardımızda iki çift ayak izinin
Bizim olduğundan emin miyiz?
Gayretimiz bu değil miydi
Şühpe ağlarından sıyrılabilmek?
Ah afyon çiçeğim ah
Parke taşları yumuşardı biz yürürken
Güvercinlere selam vermeyi unuturduk
Sabah çiğlerinde parmak izlerimiz
Güneş gözbebeklerinde parıldardı
Saçlarımızda rüzgâr,
Saçlarımızda hiç birşeye özlem duymayan martılar
Kaldırımlar susuzluktan çatlak
Örümcükler kral, yokluğumla İstanbulda
Mürur-u vakde uğramadan sevgiler
Bit leşi kokusuna nefret etmeden
Gökyüzünün karanlığına açılınca perde
Dize gelse önümüzdeki mevsimler
Ey bataklıktaki afyon çiçeğim
Terinde boğulup gitmek çırpındıkça
Sevgi sevişmek mi demek?
Şişedeki gibi durmuyor aşk
Dokunabilme krizinde ve sarhoş
Hala bulamadım aradığım kelimeyi
Ne zamandır yokuş çıkıyorum
Ah uykularınla uyansam
Varsın ışıktan mahrum göreyim yüzünü
Bana göre değil sensizliğin karanlığına
Tabanlarımı sürmek
Belki iyi
Hiç birşeyi senin kadar özlememek
Belki kötü
Hiç birşeyi senin kadar sevmemek
İrfan Kaya
İrfan Kaya şiirleri