Bitkin Masallar
başlamadan önce anlatmaya söz ver bana;
ben uyumadan susmayacağına. Hadi bakalım baba!
koyul masalları anlatmaya... Önce yalancıktan sonu olanlardan başla ya da hiç sonu olmayanlardan.
pis nehirlerden geçerken kasılan kelebeklerden
bu kentten hiç göçmeyen leyleklerden
kaldırımda açlıktan ölen kedilerden... En çokta;
kendi kendine tecavüz edenlerden artakalan sararmış dantellerden ör kahramanların giysilerini.Başlarına biriktirilmiş küskünlüklerden bereler geçir,
yakalarına da biraz dostluk iliştir...
bak kendi göğünde boğuluyor bulutlar yaz yağmurlarını ölsüz koyarak.Bir adam yalvarıyor; iğdiş edilmiş, zührevi bir inatla ağlayarak.Saçlarıma takılıyor yalnız doğumgünlerim düşler kentinden sürgün olarak. Ayakkabıları deliniyor terli mültecilerin yollarda kabus olan hevesli yolculuklarda...
demli bir sabah başlatır yine masalları ama; gecesinde
sarhoşlar yine yıkar ıslak masaları.Güliver`in biz cücelere selamıı var: Ve maalesef bu ülkenin masallarında kocaman bir dev olmak bile zor...Tüm acılara, açlıklara ve aldanmışlıklara tepeden bakmak, konuşmadan öylece dudak oynatmak ve hatta aşk filmlerine dublaj yapmak.
hadi baba! Devam et anlatmaya... Hangi parçalanmış bakışın izdüşümüdür Polyanna? Ya Pinokyo, hangi yaralı yüreğin cenaze marşı? Kessin herkes şimdi bu sahte alkışları! Masal içinde masaldır bu işin kuşbakışı...
yürüdükçe içinde kalabalık bir labirent olur sokaklar
ve kaybolan fareler mahsur kalırlar.Sonra çeteler kaldırımdan karanlığı selamlar. Açılır; masalın son sayfasından kopan bir sancak... Boşver baba, boşver! Böyle olmayacak
kendimiz yazarsak bu masal mutlu biter ancak...
mavi köşede şehvet, kırmızı köşede iyi niyet
bir yumrukta devirir bizi bu ihanet! Ölene kadar alacakaranlık!
tamam anladık; ayrılık ağlamaklı bir memleket hasretiymiş kahırlı ve gecenin göz yaşlarıyla klorlu... Yordu masallar, yordu! Yine gün döndü, pazartesi oldu. Depremli düğünler ıslıkla yoğruldu. Gürültü etmeyin dostlar! Zaten içimdeki çocuk zor uyudu.
her şey eriyen bir buzul gibi, hileli bir sıcağa yenildi. kelimeler, orta yerinde dudaklarda inceldi
incindi baba! Tüm aşıklar incindi
hadi de ki: Ayrılık kötü huylu bir cindi. Ya iyi geçinenler? onlar nereye gitti?
boşver baba, anlatama! bu masallar ayıp etti ve bak yine
en olmadık yerinde böylece bitti...
Uğur Gökhan Sarıipek
Uğur Gökhan Sarıipek şiirleri