MÜNÂCÂT
I.
Aşk derdiyle tutuştum bir gönül ocağında;
Yandım âlem içinde, bedeli can dediler...
Okudum bende beni gönlümün çerâğında;
Âleme gelmemiştir böyle fermân dediler...
II.
Yâ Rab nasıl yoğurdun, şekil verdin, süsledin;
Nefhân ile canlanan bu cansız bedenimi?...
Hasret zindanlarında sabrın ile besledin;
Aşkımın mihrâbında kızaran gülşenimi...
Var ettin varlık içre, en şerefli, en yüce;
Melekler tâzim eyler, kulunum, secdedeyim...
Zaman hangi yarışta akıyor gündüz gece !?...
İnleyen ney misâli, bir sürgün beldedeyim...
Bir kader köprüsünden kulluğuna gelmişim;
Od alıp od satılır, dağılmış çarşı, pazar...
Vuslatın hevesiyle, sonsuza yönelmişim;
Ötenin ötesinde can var, nûr var, huzûr var...
Gül mü derdim bu dertten, hüzün mü, gam mı bilmem;
Yüreğimde kızarmış sevdânın sıcaklığı!..
Kaç mevsim geldi geçti, yüreğim ham mı bilmem;
İçimin aynası mı, ak yüzümün aklığı?!...
Can özümde köklenen edebin, erdemindir.
Nerde gaflete düştüm, nerde unuttum seni?...
Sırtıma yüklendiğim, büyüyen âlemindir;
Günâhım kusurum var, yâ Rab bağışla beni!..
Aynı umman içinde acı, tatlı, tuzlu su !..
Kaç girdapla boğuştum; hayat zor, ölüm kolay?
Dağ gibi ihtirâslar, önüme kurmuş pusu;
Nefsim can pazarında, göz yaşım billûr saray!..
III
Bezm-î elest' ten gelen mukaddes bir seferin;
Çilekeş yolcusuyum, sırlarım âyân sana!..
Kuluyum bu âlemde senden gelen haberin;
Verdiğin bir canım var, bezerim kurban sana!..
IV.
Gördüğüm her bir bakış, saplanır yüreğime;
Kan revân içindeyim, düşmüş kolum, kanadım.
Bu nefsim nasıl olur, hükmeder benliğime!?..
Yüklenmiş bulutlarda, ışık olur feryâdım!..
Her nefes amelimle talana giden benim;
Yedi kat gökler duyar vicdânımın sesini.
Ömrü sisler içinde mizâna giden benim;
Sen bilirsin nefsimin bitmeyen hevesini!..
Tefekkür doruğundan esrârıma yürüdüm;
Karışmış gözüm yaşı, gönlümün efkârına!..
Nefsimi kara yerde, sürüm sürüm sürüdüm;
Ak umutlar derledim sonsuzluk diyârına!..
Hangi varlığa baksam; suya, dağa, güneşe;
İhrâmına bürünmüş, aşkınla nasıl döner!..
Bir örümcek ağında, düştüm yalım ateşe;
Hicretin ızdırâbı, İlâhî sende diner!..
Yanışlar derman oldu, erenler dergâhında.
Bilmem ki senden özge, yâr var mı yaram sara?.
Aşkımın umutlarla doğan her sabahında;
Bağladım göz yaşımı, ezeldeki ikrâra!..
Yâ Rab bu can sırrımı kim çözer, açar bana?..
Suya hasret yanarım mânânın denizinde!..
Ararken can özümü, dönmüşüm senden yana;
Bir kara sevdâdayım, yüreğimin izinde!..
V.
Yağsın n'olur ufkuma, râhmetin bulutları.
Duygular nûrla dolsun, sevgi sunsun nağmeler!..
Açılsın goncaların kan dolan umutları;
Tatlı bir rüyâ gibi aksın billûr çeşmeler!..
VI.
Âlemlerde bir denge, bir nizâm, intizâm var.
Râhmet inmiş varlığa, gülün gül dudağından!..
Yerden yedi kat göğe, gökten yere selâm var.
Yandım yandıkça kandım, hikmetin kaynağından!..
Nice hâller, şekiller, nice sûretler, renkler;
Bir kudret tecellisi, görülür imân ile!..
Kamu âlem zikirde, bunca sesler, âhenkler;
Duyulur rûha dolan bir gizli lisân ile!..
Gönül dilimdir, diyen; gönül gözümdür gören;
Nasıl bir can ayrılır, ayrı düşer ilinden?...
Ey yoktan var eyleyen, varlığa rızık veren;
Lûtfet bu eşsiz cana, can ver kudret elinden!...
Susuz kaldım hasretin kavrulan çöllerinde;
Kana kana bir su ver, mârifet çeşmesinden!..
Yüreğim arşa değer masûmun ellerinde;
Dert verdin teselli ver, vuslatın huzmesinden!..
İznin olmazsa yâ Rab, yaprak düşmez dalından;
Neyleyim can özüme, en ince yolun düştü!..
Emânet yorgunuyum, tattım elest balından;
Ey bana benden yakın, kapına kulun düştü!..
Günâhkârım, günâhkâr, râhmeyle bana yâ Rab!..
Dertlerin derdi bende, yalnız sende dermân var!..
Kul Rıfat'ım niyâzım sanadır, sana yâ Rab;
Asrıma yemin olsun, hüsrânda nice can var!..
Rıfat Araz
Rıfat Araz şiirleri