Bir Adam*
Bir adam var,yaşıyor,
Bu dünyada, aramızda biliyorum,
Fikirleri var bu adamın,
Düşünceleri anlatamıyorum,
Bir zeytin ağacından fındık çıkar mı hiç ?
Çıkıyor işte ! Zeytinler şaşa kalmış,
Yüzleri kararmış bakıyor işte,
Bir kuşu var adamın,ötüyor kulaklarında,yaşıyor kalbinde,
Günahları var,bunun anlamsız,anlayamadığım,
Bir balığı var adamın,
Ağaca tırmanan ve miyavlayan,
Bir kedisi var,kitap okuyan,öksüren ve havlayan...
Bir adam,bir fındık,bir kuş,bir balık ve de bir kedi,
Anlatmak istedikleri neydi ?
Benim anlayamadığım neydi ?
Bizim göremediğimiz,bulamadığımız,
Bir şey mi vardı ?
Hep yadırgadığımız,kandırmaya çalıştığımız,
Kendimizden başkası değil miydi ?
Ama bir adam vardı ki eminim,
Düşüncelerinin dili vardı,
Masmavi denizde boğulup giden düşünceler,
Düşünceler,neredeydi ?
O adam ki ,gözlerinin bebeğinde,
Eziyet çekmiş bir mutluluğu vardı sanki,
Kupkuru topraklarda yeşeren çiçekleri alıp götürdü yağmur.
Yağmur geldi böyle oldu,olan adam yok oldu,
Bir şeyler anlatırdı o,
Belliydi kıpırdaşan dudaklarından,
Ne derdi acaba,saçmalardı hep kendimizce,sadece,
İstemeyen bizdik yenilik,
Alışmıştık koyunluğa,istemiyorduk dirilmek.
Bir adam vardı ki,birden eziliverdi,dövüldü,
Dışlandı,olması için bizim gibi,
O beyaz kanatları kırıldı.
Yılmadı o adam,yine çalışıyordu,çabalıyordu,
Yağmalandı,alay edildi ama o adam yok edilemedi.
O ise hep ilerliyordu,
O kınayan sahteci bakışların arasından,
İlerliyordu,o içlerindeki ateşi ,
Söndürmek istercesine bakanların arasından,
Etmiyorduk kabul,bizden değildi o,
Sömürülmüştü bizce,delirmişti,gavurlaşmıştı,
Yabancılaşmıştı,bu yaşam savaşına dayanamamıştı bizce.
Bizce harbiden, o kendi yolunu bulmuş ve yaşamayı bilmişti,
Biz bulamamış,bilememiştik,
Onu yok edersek sevinecektik,
O çok farklıydı,
Zeytin olması gerekirken,fındık oluvermişti.
Dalından koparmaya çalıştık onu,başaramadık.
Bir adamdı işte o,savaşla barışan,ölümle doğuran,
İstiyordu bizden zor olanı,hazırlıyordu mezarını,
Zor değildi ona göre,bir başka yoldu ve bu yoldan başka,
Bir başka yol daha vardı,
Ondan da başka bir yol....
Aramalıydık ona göre.
İşimiz mi yoktu,o saçmalıyordu,
Dışladığımız halde hala yaşıyordu,
İşin kötüsü gerçekleri öğrenenler oluyordu yavaş yavaş,
Ama cezalandırıyorduk onları,duymazlıktan geliyorlardı onu,
Sonra onlarda inanıyordu bizim gibi,düşünüyordu bizim gibi.
Bir adam vardı deveyi hendekten atlatan,
Köpekle kediyi evlendiren,
Bir şey vardı içimizde;
Ona karşı duyduğumuz nefretti bu,
Hayal dünyamızda yaşamaktan bizi alıkoymaya çalıştığı içindi bu,
?Gerçekler acıdır? derdi ve biz onu sevmezdik,dinlemezdik.
Haykırırdı boş sokaklara,anlatırdı kuşlara,köpeklere
Saçmalardı kendince,yada kendimizce;gülerdi sessizce,
Sonra yasaklandı konuşması,susturuldu,
Susturulmasa belki de susturucuyla vurulurdu,
Hapse atıldı,onunla birlikte ;
Geleceği aydınlatacak mumlar da sönmüştü bazılarınca,
Ardından onun yerini başkaları almaya başlamıştı,
?Ben de fındık olmak istiyorum,bunu başarabiliriz?
Verilen cezalar artırıyordu güçlerini,
Yıkıyorlardı tabularımızı,
Berlin duvarını yıktıkları gibi...
Baktı ki zeytinler fındıklar çoğalıyor,çare yok;
Saldılar ağacın içine kurtları,
Başladılar içten kemirmeye,
Ve gün geldi ağaç yıkıldı,
Zeytinler ölmüştü,ayakta kalmayı başaran,
Bağımsız yaşamayı öğrenen fındıklardı,
Ve bir de o adam vardı....
Selçuk Özdemir
Selçuk Özdemir şiirleri