Çarpıntı
cehennemde soğutulmuş bir yürekle girmeliyim bu şehre
yoksa günahlarım okunur gözlerimden
uyursam ölüler beni uyandırmaz
büyücü, bırak elindeki asayı
güz elmaları çürüsün
kim devşirebilir rüyalarından ölü kuşları
yıllardır, zehirli bir toprağın altında uykudaydım
ölümü süsleyen kelimelerle dirildim
sevda karanlıktı mecnun ellerinde mezarlar kadar
ve kadınları bana yas tutarken bulmadım
sessizce okudum
ruhumdan süzülüp göğe düşen ışıkların
yıldızlar olduğunu
ölü şairlerin tenha mısralarından
sevgilimin altın saçları yoktu
sarışınlığıma aldanıp
bulutlar kanardı gri ovalara
gözlerim ellerime akardı
yüzümdeki lekeleri silerek
topuklarına kan bulaşmış bir kızın
gözlerindeki mavilik değince birgün
durgun denizlere
yeni yaralar kazınır kollarıma
paslı bir kalemle
arsız nehirler köpürtüyor kanımı
ay en kızıl renginde çöküyor
burçlarına ıssız bir gecenin
uyku ölümcül yataklarda
(öfkeli bir kaplan)
solumakta
tarih yok
artık ne söylesem aşk üzerine
soluğumdan sakınarak
yalnız çocuklar kararır
Halil İbrahim Karakaya
Halil İbrahim Karakaya şiirleri
Halil İbrahim Karakaya - Kırık Işıklar |
Halil İbrahim Karakaya - Çarpıntı |
Halil İbrahim Karakaya - Giz |
Halil İbrahim Karakaya - Yakup Hüznü |
Halil İbrahim Karakaya - Rüya Pramidi |