Gece Romanını Okurken
boynuna sarılıp
konuşabildiğim kadar ağladım
susabildiğim kadar
kızgın göktaşları yağdı
gözlerimin içine
omuzlarında ağladım
omuzlarında paylaştım seninle;
savaşın,arkada kalmanın
yok olmanın
ve delice ürkmenin
boğsuk,kan tutulu ve gri
umutsuzluğunu
kucaklarında kaçak durmanın
gidecek gibi olmanın
göğsüne sokulmanın
göğsüne kanmanın
kalmaya başlamanın
kalmaya alışmanın
serancâmını,tortusunu
tutsaklığın sadâkatını
tutkunun boşluğunu
duydukça
ıslandıkça,kanadıkça dudaklarım
yeniden kapandım içime
tacına çiyler döküldü
gelincik gönlümün
sokuldum sana
yeniden açıldım
güneş dökülürken
uğuldarken bronz bileklerin
boğarken vapur sesi şehrimi
daha aşağılarda
daha sıcak
daha kızıl topraklarda
sana alıştım
sende kalıyorum
korkumu sen öğüttün
sen dişli hıçkırıklarıma
ruhlu kayalık diriliğinde
sen sükûnetime besbelli
azgın deniz hırçınlığında
yataklık ettin
solgun çiçeklerimi bir şebboy arzusunda
bağladın
buğulu gözlerine
sende kalıyorum
sar beni gelincik
çiy dökülü tacınla
ümit ve acınla
Ethem Vayvaylı
Ethem Vayvaylı şiirleri