17 Ağustos Depremi,
On yedi ağustos depremi tarihe geçti
Depremin şiddeti,7.04 kuvvetine eşti
Deprem bu sefer de Marmara`yı seçti
Ölenler 17 bini, yaralılar 20 bini geçti
Bir uğultuyla birlikte Marmara sallandı
45 saniyede nice kullar ölüme yollandı
Dünya ülkelerinden acil yardım yollandı
Geride kalanlar, devlet/milletle kollandı
Saat, üçü iki geçe, Marmara salandı
Bu deprem taş üstünde taş koymadı
Toprak deniz her şey yerinden oynadı
On binlerce can aldı, yine de doymadı
Allah, insanoğluna bunca nimet verdi
Ademoğulları da kıymet bilmedi yerdi
Rabbimiz, bu deprem felaketini verdi
On yedi bin âdemi toprak altına serdi
Salladı dağı taşı ve denizi beşik gibi
İzmit ile Adapazarı'nı yaptı eşik gibi
Ayırmadı hiç yaşlı genç, zengin fakir
Nice zengini, yaptı 45 saniyede fakir
Kul önce anlayamadı, ne olduğunu
Çok geç anladı, hesap sorulduğunu
Sabah anlaşıldı, afetin esas boyutu
On binlerce, şehit ve yaralı olduğu
Ölen kulların ekseriyeti şehit ve paktı
Gazilerden oluk oluk kan/gözyaşı aktı
Cihanın dört bir yanından yardım aktı
Hayatta kalanlar nice acı ağıtlar yaktı
Altı yedi ay hiç tutmadı depremin freni
Susmadı gece gündüz ambulans sireni
Susmadı! nice insanların feryadı/figanı
Yüz binlerce ademin aktı gözyaşı/ kanı
Belki de, bu insanoğluna gizli bir ihtardı
Tüm ademoğluna korku ve endişe sardı
İlahi kudret, her yeri (dağı-denizi) yardı
Devlet millet el ele bir bir yaralar sarıldı
Ölenler için yaşlı gözle divana duruldu
Yaralılara seyyar hastahaneler kuruldu
Evsiz barksızlara, çadır kentler kuruldu
Depremde müteahhitler suçlu bulundu
Zaman zaman rahmet yağdı, sel oldu
Zaman zaman rüzgâr estikçe yel oldu
Bu zor günde bazı dostlar bile el oldu
Depremle nice tomurcuk güller soldu
Doğumları farklı, ölüm günleri aynıydı
İsmi/cismi farklı, ama ölümleri aynıydı
Ekol/dekoru farklı, fakat mevti aynıydı
Çünkü, onların hepsinin yazısı ezeliydi
Saf dışı kaldı telefonlar kesildi irtibat
Binlerce ev yıkıldı, viran oldu, berbat
Anında kesildi elektrik, bastı karanlık
Bir bir kaybolduk, her yerden arandık
Oy Marmara, Marmara
Niceleri için oldun, çok bahtı kara
Çok derin açtın, iyi olmaz, bu yara
Devlet millet el ele sarılsın bu yara
Kullar korkuyla yatıp, endişeyle kalktı
Bazı insanlar için deprem, kara bahttı
elli bin apartman depremde yan yattı
Bazı kullar korkudan kendini yere attı
Müteahhitler, çürük çürük bina yaptı
Bunları, hiç acımadan insanlara sattı
Bu binalar depremde bir bir yan yattı
Müteahhitler, vicdan hapissinde yattı
Bence, suçlular için dikilmeli darağacı
Herkes deprem için olmalı birer savcı
Ama, kul önce suçu kendinde aramalı
Sonra esas suçluyu bulup yargılamalı
Bayram, daha fazla anlatamaz bu acıyı
Dayanamaz görenin yüreği bunca acıyı
Bugüne kadar bulunmadı depremin ilâcı
Geride kalanlar çeker ölümden acı sancı
Elbet bir gün olur da yüce divan kurulur
Bütün bu suçların bir bir hesabı sorulur
Belki, o an suçlular sırattan bile kovulur
Unutma, sağlam yapıyla, insan korunur
Şair Bayram der; bundan bari ibret alına
Bu husustaki verilen sözlere sadık kalına
Bir daha kıymayalım insanın malıyla/canına
Yoksa, hiç yakışmaz, Türk Milletinin şanına
B.TUNCA/05.02.2000
Bayram Tunca
Bayram Tunca şiirleri