Boş Sokaklarda Bir Gülücüğün Anatomisi
seher, vakitsiz idi bugün
ansızın kulağıma fısıldadı.
zorla götürmek istedi kendine
bir loş ışık, bir kapı...
dumanların tam ortasında
çöplerin biriktiği
kedilerin koklaştığı an.
vakit yersiz, an kaçıyor.
yüzüme tane tane yağıyor sözler
özgürlüğün çoşkulu ilk dansları
uykusuzlar diyarında bir karnaval
üstünü örtmeyenler ve gecenin örttükleri soluyor havayı.
doğa sessiz, doğa sakin
uzaklıkların sana yakın olduğu anlar bunlar...
düşünürsün oluverir hemen
eril, erkil herşey burada
yabancıların dostluğu çevremde
çirkin yüzlerin melek görüldüğü bir kanepe
bir bez, çırada bir ekmek,
ıslak gözlerin biriktirdiği bir teneke
açlar sofrasında bir kurt,
korkulu çocukların oyuncağıyım ben
saçlarımı okşayan
yüzümü tanıyan dostlar.
senden bahsettim biraz onlara
gülümsemeni, bir çiğ tanesinde olabildiğini
gördüğün barksız yavru kediyi anlattım.
çok şaşırmadılar.
her gün görüp ağladıklarıymış
kendi çarelerine biçareyken
sularını paylaştıkları anısıymış.
şaşırmadılar ama yine ağladılar.
ter kokan vücuduma
görülmeyen yaraların kokusu bastırıyor.
arkadan bakanlar dönüp gelmiyor yuvama
sıcak aşın kokusu, gecenin törpüsü oluyor
gidebilecek kadar gücü hissettiğimde
kalktım ortalarından.
bir yarını olan ben
yarınsızları taşıdım evime.
gecelik hayalleri ışıkla yok oluyor birer birer
güzel yüzlerin şeytan görüldüğü bir ayna beliriyor tenlerinde
bir karıncanın kaldıramadığını
isyancılar ordusu kaldırıyor
her gün gülünenlere bileniyor zaman
kalıpsız kalıpları çıkarıyor yüzüstüne
korkusuz korkakların savaşı
an be an yokediyor kahramanları
boş sokakların İstanbul`u burası
asırları deviren şehir
nice aşkı küçülten
nice yetimi büyüten...
Reha Başoğul
Reha Başoğul şiirleri