Hüseyni Bir Çizgi Bırakıp Gittin
Hüseyni bir çizgidir gidişin bende
Alnımda senden iz olarak durur
Geceye makamlar vurur sensizlik
Ne ilk, ne de son gidensin oysa sen
Hüseyni bir deniz içimde kudurur.
“açın çantasını nesi var
bir çift potini bir de fesi var”
Ne dağlar dayanır bu gidişe
Ne de makamlar
Hüseyni en uygun gidiştir
Bir de hüzzam
Benim yüreğim ve cümle azam
Hasrete uyarlı şimdi
Sen gibi bulut olmaz havada bir daha
Çocukluğum dayanır kapıma
Anne cenazeleri geçer sokaktan
Korkarım çocukluğumda kalmaktan.
Bir daha gazi ortaokulu olacak mı
Ya duvar üstündeki ekmek
Çün hala kahrı var alamamanın
Lezzeti damağımda yemişcesine.
Ya harmancık ilkokulu
Gübre torbasından muşamba çantam
İlk çözüşüm çantamda yazılı “TZDK”’yi
Daha güzel değil mi “nike” yazan çantadan
Ya da “emre”’nin “adidas” çantasından
Arkasından tüm bunların arkasından
Hicaz bir şarkı çalsa ne çıkar
Ya da kürdili hicazkar.
Hüseyni bir köyden
Hüseyni bir şehre aktı hayatım
Hiç mahur besteler yaşamadım ben
Sonra türkülerin hüznünde buldum kendimi
Bendimi yıkarım edasıyla yürüdüm üstüne şehrin
Derin kuyulara yusuf ben oldum kentlerde
Sirenlerin çaldığı saatlerde ansızın
Ben fırladım hışımla sokaklara
Yara sunacak tek güle bile
Dağlar yıkarım şimdi.
Hüseyni köyün delikanlısını ben büyüttüm bu caddelerde
Sokaklar feryatta şimdi, içemediler onun derin gönlünü
Yönünü şaşırmış pusulalar aciz ve şaşkın karşısında
Bin ahına dayanamayan, dağlara baskın yapılar
Yükselir etrafında, bin inatla dağlara
Ağlara takılan sazanlar gibi
Yutacakken şehir
O şimdi
Hür.
Bahar
Ancak dağlara
Yaraşır sanırdım
Oysa çiçekler açtı şimdi
Hüseyni köyün delikanlısında
Faslında medeniyetler haykıran
İcra-i sanat hilalinde ne makamlar var şimdi
Delirecek gibi bir hazla meşke doyan yürek o yürek
Kırmızı bir semerde mavi boncuğu hayranlıkla seyretmek
Hüseyni bir çizginin, hüseyni manalarla dolu hayatına denk
Beklemek gerek. Hüseyni bir hayatın hüseyni nesli elbet gelecek.
Hasan Ejderha
Hasan Ejderha şiirleri