Serçeler Ve Siz
Hoş geldiniz
Bohçanız dolu dolu geldiniz
Yağmur kokulu sohbetler
Ay ışığı hüzünler getirdiniz
Yalnızdınız yalnızdınız
Onun için geldiniz
İyi ettinizde geldiniz
Yalnızdım yalnızdım
Bak şenlendi yalnızlığımız
Şimdi iki kişi
Yalnızız yalnızız
Durmayın kapıda,geçin oturun şöyle
Alın şu düşleriniz yumuşaklığında minderi
Dayayın sırtınıza,soluklanın biraz
Yıkıntısınız,susun konuşmayın
İnanıyormusunuz
Kelimelerin sizi anlatacağına?
Sevişmeyi bilirmisiniz?
Hani şöyle
Yüzümün en kuytularından
Başlayarak öpmeye
Saçlarımı okşayarak dizinizde
Masallarla uyutmayı bilirmisiniz?
Bakın, penceremde
Üşümüş mavi bir sabah var
Duyuyormusunuz mavinin türküsünü?
Durun açayım pencereyi
Mavi dolsun saçlarınıza
Bakın bakın işte orda
Şu akbulutun altında
Kırlangıçların kanat izleri var
Göremedinizmi?
Siz gelmeden az önce gördüm
Şu yana akçadağa doğru uçtular
Yorgunsunuz
Bir turna gibi uzamış boynunuz
Uzaklardanmı geliyorsunuz?
Deniz kokuyor saçlarınız
Size bir sır vereyimmi?
Pencereme her sabah
Üşümüş mavi bir sabah
Bırakır serçeler
Serçelere bende
Ekmek parçaları veririm
Çok korkarım her gece
Bir gün bitecek diye ekmeğim
Siz hiç sabahsız kaldınızmı?
Sizdemi hep karanlıkta seviştiniz?
O zaman sizde iyi bilirsiniz yarasaları
Ben hamam böceklerini daha çok severim
Bakmayın siz kara kuru olduklarına
Yıllardır hiç terketmediler şu fakirhanemi
Ah! nasılda unuttum
Çay içermiydiniz?
Sahi adınız neydi?
Amaan boş verin şimdi
Sizede bir ad koymuşlardır elbet
Sürünün içinde
Yaramazlık ettiğinizde
Kulaklarınızdan çekmek için
Siz yıldızların adını bilirmisiniz?
Hani şu çoban yıldızının komşusunu
Kaç gecedir onun adını düşünürüm
Serçeler beni kandırıyormu?
Yani her sabah pencereme koydukları
Aynı sabah değilmi?
Olsun
Bende onları kandırıyorum
Her sabah verdiğim ekmek
Aynı ekmek değilki
Mehmet Çalık
Mehmet Çalık şiirleri