OYUN

Üşüdü
Anız kokusu
Serçelerin soluklarında...

Yollar hangi mevsiminde umudun? Kim düşürmüş örselenmiş
bir yüreği köşe başına? Kanatıyor beni yürüdüğüm her sevda.
Kanadı kırılmış kelebek,dökülüyor denediğim tüm sözcükler. Buğday tarlaları gök mavisi kokuyor,denizler ay ışığı.
Sarı sıcak bir haziran öğleni Babam ölüyor. Öksüz kalıyor gökyüzü,yıldızlarını düşürmüş tütün tarlalarına.

`her şey güneşin altında oynanan bir oyun`

Topal kaldı
Düşüp
Düşlerini kırdı

Yokuşuna tırmandım zamanı.Kimseler duymadı yağmurda üşüyen denizin hüznünü.Çalgıcı deyip geçtiler ağastos böceklerine,üç günlük ömürlerini bilmeden.Bense çok severdim onları yaz gecelerinde. Uzattım gözlerimi,yuvadan düşmüş bir kırlangıç yavrusu aldım avuçlarıma.Bana kanatlarını taktı rüzgarın. Uzak denizlerin,sıcak diyarların adreslerini fısıldadı kulaklarıma.

Koştu peşinden
Bekleyeni görmeden
Döndüğünde
Kendi adını unuttu

Cılız insan çığlıkları kaldırımlarda. Topal hayatlar hastahane
morglarında.Gözüme kaçıyor sokaklara bırakılan yoksulluk. Kim koymuş bu korkak ve silik satır başlarını? Uçurumda bitiyor ulaştığım sapaklar. Gül koklamayı unutmuş güdük yaşamlar,durmadan çocuk yapıyorlar. Hani,ya nerde gül kokulu yarınlar?

Her sigarada yaktığı ateş
Mavi bir sabah getirecek sandı
Kendi çaldı kapıyı
Kalkıp kendi açtı

Nerde kaldı, histeri bir orospu gibi,göz kırpıp duran hayat?
Bir katar nergis kokusu siren çalarak geçti istasyondan.Bazen umutcul bir çoban türküsü dolar kulaklarıma. Arzulu bir öpüş yayılır adım adım dudaklarımda.
Tavında sürülmüş toprak gibi ışır yüzüm.Ah,umut ceninlerinin cesetleridir geçitleri kapayan.Vedasız terkedilen sevgili mahsunluğunda yürüdüğüm yollar.

Kuluçkaya yattı sevdaları
Ördüğü duvarlar arasında
Şimdi bir çocuk gibi
Uçurtmasını uçurtamayan
Bekliyor çıksın diye rüzgar

Bu yaşlı bir oyun. Güneşin altında oynanır.Provası yok, suflörü çok.Unuttum rolümü.Kapayıp kulaklarımı sahneye baktım.Tek perdelik aşkların yarım kalmış fırça izleri oyuncuların eskil bakışlarında. Korkularda bir sonraki perdeye erteleniyor kucaklaşmalar.

Her gece çiftleşiyor
Döl tutmayan
Kısır umutları
İnanıyor
Çıksa rüzgar
Uçacak uçurtması...

Oyun yaşlı
Sahne aynı
Biliyor
Her giden
Yeni bir yer açar gelene