Ali Dağı`na Gelmeyenlere
Bu vatanda yaşayıp, ekmeğini yiyenler!
?Seviyorum yurdumu, bayrağımı? Diyenler!
Sözde, bayraktarlığı kimseye vermeyenler!
Peynir gemisi gitmez, bilirseniz laf ile,
Bu cihatta yoksanız, ne deseniz nafile.
Camide, derneklerde, partide, sendikada
Kurtardınız ülkeyi dertlerden, dakikada (!)
Hayallerden sıyrılıp, dönün de hakikata
Kendinizi yoklayın, düşünün insaf ile,
Bu cihatta yoksanız, ne deseniz nafile.
İmanına kastetmiş hainler bugün senin,
Yakarken bayrak, imam, duymuyor ruhun senin.
Ne zaman son bulacak bu gaflet uykun senin!
Kalk, uyan da ilgilen şöyle bir etraf ile,
Bu cihatta yok isen, ne söylesen nafile.
Yıkılırsa bu devlet, yerleriniz daralır,
Ne mal, ne ırz, ne namus, ne hatırınız kalır.
Mahşerde de ceddimin eli yakanızdadır.
Başbaşa kalırsınız, vebal ve günah ile,
Bu cihatta yoksanız, ne deseniz nafile.
Kiminizin doluyor hergün para kasası,
Kiminizin boş kalmaz bir an, oyun masası.
Hep bize mi kalacak bu vatanın tasası!
Mazeretler saymayın yalanla,hilaf ile,
Bu cihatta yoksanız, ne deseniz nafile.
Bana göre farkı yok, manada hepsi birdir:
Ali Dağı, Kosova, Mohaç, Malazgirt, Bedir.
Çağrıldıysan cihada, hicret günü değildir!
Koşmalıyken oraya hep kafile-kafile,
Bu cihatta yok isen, ne söylesen nafile.
Seferber olmuş iken, asker, esnaf, kurumlar,
Tembellerde arsızca, basit gören yorumlar...
Sizlere mi kalacak bu ülkede yarınlar!
Vay haline yurdumun, yaptığınız gaf ile,
Bu cihatta yoksanız, ne deseniz nafile.
Siz olmadan da bayrak tamamlanır burada,
İftiharla bakarız ona, yıllar sonra da.
Sizinse yüreğiniz sıkışmaz mı arada!
Geride kalman, gelin, yürüyün bu saf ile,
Bu cihatta yoksanız, ne deseniz nafile.
Şükrü der:?Vatandaşım, gel terkedip uykuyu,
Burada paylaşalım şu müstesna duyguyu.
Yeniden duymak için kendinize saygıyı
Girelim gel kol-kola askerle, esnaf ile
Bu cihatta yoksanız, ne deseniz nafile.
(Kayseri, 21 Temmuz 1996)
Şükrü Tarla
Şükrü Tarla şiirleri