Devrimdik
Kırık aynalar boyunca gideriz
nehrin bir yanından,
Aldırmadan çam parçalarının ayağımızı kanatmasına
Sonra dönüp bakınca nehrin öbür tarafına,
yine de hiç üzülmeyiz ayağımızdaki yaralara
``Irmak tanrısının suçudur deriz kan
kimsenin birbirini tanımaması,anlamaması bundan!``
Yıkılmış köprüler biriktiririz defter aramızda
azgın şelaleler...
Ne zaman ki anlarız geçmişimizin
onaramadığını hiçbirşeyi,
o zaman anlarız o köprünün yıkılmasının sebebini
*********************************
Ölü kelebekler uçardı
zamanın eskimiş kavanozlarında
Geceler akıtırdı içimizdeki irini,
Her şeye geç kaldığını sanıp,
hiçbirşey için acele etmeyen çocuklardık
Hiç adresi olmamış arkadaşlarımız vardı
güneşin kanattığı
karın yara sardığı serseri sokaklarımızda
Hatırlıyor musun bir zamanlar
kadınların sevişirken büyüyen gözbebeklerinde
yıldızları görebileceğimize bile inanırdık!
Herkes tırtılıydı birbirinin,
ve hiçbirimiz kanatlanamadı bu betonarme hayatta
Kadermiş dedik uçamamamız;
Ölesiye inandık bir sabah kalkınca
birşeylerin-sahiden-değişeceğine,
Kader gibi,şans gibi,tanrı gibi inandık yine de
olmayan kanatlarımızın gösterişli sahiciliğine
Ne zaman açılsak uçsuz bucaksız maviliklere
ve her görüşümüzde vapurdaki
insanlardan ekmek dilenen martıları
Kendi yerimizi aradık gökyüzünün maviliğinde!
Yürüdüğümüz yolları bulut,
gideceğimiz yeri güneş bildik
Bu bir zamanlar gördüğümüzü sandığımız
masmavi film şeritlerinde...
Ekim 99
Bolu
Emre Durma
Emre Durma şiirleri