Sen gidince!
Sen gidince!
Arzı mekân öksüz kaldı!
Sen gidince!
Kalpler, ritmini yavaşlattı!
Sen gidince!
En yakın, ashabın şaşırdı!
Sen gidince!
Semalar dahi masunlaştı!
Sen gidince!
Gül, boynunu büktü, sarardı!
Sen gidince!
Beşerin hafızası şaşırdı!
Sen gidince!
Ehlin, ayalin fenalaştı!
Sen gidince!
Arzda yaşayanlar, ağlaştı!
Sen gidince!
Develer, kütükler inile di!
Sen gidince!
Ashabı suffen, sahipsiz kaldı!
Sen gidince!
Hakikat ve hak öksüz kaldı!
Oysa haber vermiştin!
Herkesi yetiştirmiştin!
Veda haccını yapmıştın!
Kâinata haykırmıştın!
Her türlü cahiliye adetlerini!
Ayaklarının altına almıştın!
Kaldırmıştın kan davasını!
Kaldırmıştın illet olan faizi!
Kaldırmıştın, her türlü kepazeliği!
İki emanet bırakıyorum demiştin!
Asla değişmeyeceğini söylemiştin!
Bunlar Kur'an ve senin sünnetlerindi!
Ama sen gidince efendim, ortalık karıştı!
Cahiliye adetler, depreşti, yenilendi!
Kur'an anlaşılamaz oldu, dili unutuldu!
Sünnetlerin, merasimlere hasrolundu!
Efendim, biliyorum, sen biliyordun!
Bir gecenin yarısında, cennetül bakide!
Gözyaşlarına hâkim olamıyordun, ağlıyordun.
Meraktan, seni arayan ashabın, ta uzaklardan!
Hıçkırıklarını duymuştu, bekledi, dikkat kesildi!
Sen, kabirde yatanlara dahi, dayanamıyordun!
Ağlıyordun, bunlarda beni görselerdi diyordun!
Efendim; senin yokluğunda, kâinat ve hakikat,
Herkes den daha çok, yalnız ve yetim kaldı.
Senin ümmetin olmayı başarmak, izandan uzaklaştı!
Lisanın söylediğine, kalp şaşırdı, inanamadı!
Her şeyimizi, şekliyet ve enaniyet kuşattı!
Mustafa Cilasun
Mustafa Cilasun şiirleri