Hasret!
Bir yudum suya hasret kaldım,
Bir sokum kuru ekmeği özledim,
Bir zeytini, dört kez katık ederdik,
Bir aş makarna, doyumsuz olurdu.
Taze et bilmezdik, sızgıt olurdu,
Süte hasrettik, kaşar bilmezdik,
Soğanı, ekmeğimize katık ederdik,
Âşık oynardık, met değnek, fırıldak,
Sarı yüz para vardı, ortası da delikti,
Üç bardak leblebi veya çekirdek ederdi,
Soba bazen yanardı, pek çok tüterdi,
Zehirlenmişsin, ölmüşsün, kime neydi.
Can o kadar değersizdi ki, bilinmezdi,
Vah zavallı vah, vadesi gelmiş denirdi,
Hekim kim, nerde bulunur bilinmezdi,
Ateş, öksürük, her zaman refakat ederdi,
Okul mu, evet vardı, giderdik, gelirdik,
Şefkat mi, kimde vardı, hiç göremezdik,
Defter, kalem mi, bakkalın vicdanındaydı,
Beklide haklıydı, çünkü veresiye yazacaktı.
İlk öğretmenimi hatırlamam, iz bırakmadı,
Onunda çocuğu varmıydı, yanında olmazdı,
Bizlere ne öğretti, neleri ezberletti bilsem,
Şükran duyacağım, rahmet okuyacağım.
O zamanlar, bilinmeyenler çoğunluktaydı,
Herkes de bir korku, panik, bir kaygı vardı,
Ahlak en önemli bir değerdi, es geçilemezdi,
Fakat erdemlilik nerdeydi, hiç bilinmezdi.
Gönül, sevgisizse, muhabbete hasretse,
Şefkatten bihaberse, rahmet kesikse,
Muhabbet bilinmez, meşk eksikse,
Su, ekmek te, sevgisiz gönül'e hasrettir.
Mustafa Cilasun
Mustafa Cilasun şiirleri