Meşk ahengi!
Sazlardan tambur,
Kıdemli bir sazdır.
Mızrap her dokunuşunda,
Mutlaka bir dinleyici bulur.
Bu sazın ahengine vakıf olanlar,
Dağarcığında yelpazelenen,
Fikri ve keyfi zindeliği,
Özel iklim kuşağında,
Terennüm ederler.
Derinliklerinde!
Silinmezleri bulunan,
Muvazene denkliğine,
Ulaşmış kimi üstatlar,
Meramlarını, nameleri,
Terennüm ederek paylaşırlar.
Nameleri ancak,
Kulak terbiyesini, ikmal etmiş,
Hissiyat sahipleri deşifre ederler.
Üstadın saza, sazın tele,
Telin mızraba,
İhtiyacı her ne kadarsa...
İşte böyle bir meşk ortamını,
Mutlaka aramalıyız.
Cemil Meriç dünya görüşüyle,
Estetik anlayışıyla,
Azimete sarılışıyla,
Tavizsizliğiyle,hissiyat,
Derinliğinde, gezmesiyle,
Bildiğini zannedenleri,
İnkişafa ve idrake çağırmasıyla,
Hürriyeti, zilli yeti, keyfiyeti,
Rikkat ölçeğiyle, ayırmasıyla,
Dününce dünyasına,
Yeni ve farklı yaklaşımlar sunmasıyla,
Küfrün ve karanlığın yeni sürümlerini,
Tarif ederek, münevverleri uyarmasıyla,
Gönüllerde, Nakşeden bir iz olarak,
Kalmayı başarmıştır.
Tarihine, milliyetine ve dinine,
Bu kadar yabancılaşan insanlar,
Ne tamburdan ve nede,
Tamburun nağmelerinden,
Süzülen meramı anlarlar.
Düşüncelerimiz ve fikirlerimiz,
Ne zaman anlam bulur?
Âdem-i hakikat kimliğine haiz olan,
Aklı, iz' anı ve irfanı fonksiyonel çalışan,
Dinleyiciler bulduğumuz zamandır.
Eğer bunlar, bahsi mevzu değilse,
Ne söylerseniz, atmosferde kaybolacaktır.
Mustafa Cilasun
Mustafa Cilasun şiirleri