Şefkat Meleği!
Şefkat Meleği
Ne zaman seni ansam döner renkler siyaha,
Kaplar göğü bulutlar,yağmur dinmez bir daha.
Sensiz küllenir kor kor, ruh ateşim körüksüz!
Bir ben mi, bahçende menekşen, kuşların öksüz!
Bu yol sonsuzluk yolu, cana ölüm mukadder,
Bir daha kavuşur muyuz bilmem, belki kader!
Bedeni tene mahkûm, öze üflenen rûhuz,
Anne sen olmasan, ruhsuz hâkir bir gürûhuz.
Ey annelik hissiyatıyla muazzez insan!
Bu ulvilik külfet değil, canına minnet,san!
Bir his vermiş ki Rabbim, evla yakuttan taçtan,
Şefkâtin derde deva, en tesirli ilaçtan.
Hiçbir sufi ulaşamaz sendeki rind aşka,
Teselli var mı, hüzünlü hâtırandan başka?
Benim için kim bilir, kaç kez uykunu böldün,
Her hastalandığımda sen, eminim ki öldün.
Kollardın bizi, müşfik kollarını açarak,
Sevgiyi gözlerinden ışık gibi saçarak.
Hep çocuktuk ya, sen yedirirdin aşımızı,
Bir kuzu gibi koklar, okşardın başımızı.
Üniversite ki, ayrılık vaktidir o an,
Gurbette ne ağlayan görünür, ne ağlanan.
Diken batsa ele, irkilen şefkât meleği,
Her fırtınada koy, kurtarıcı can yeleği.
Kırıldı kolum-kanadım, hem tutunduğum dal,
Anne n'olur, beni de, beni de, yanına al!
Sessiz hıçkırıklarla düğümlenir sözlerim,
Yakub\'a hasret Yusuf gibi seni özlerim.
Depreşir hâtıra hâtıra, nükseder keder,
Vuslat için can bu teni,ne vakit terk eder?
İncele incele koptu ruhumun bam teli,
Durdurmaya set yeter mi, çağlayan bu seli?
Ey kadim kıyasla Bağdat'a şöhret veren yâr!
Asıl sen varken cennetmiş, bu virane diyâr!
Yok anneliğin üstünde, ne rütbe, ne makam,
Cennet annemin duası, en büyük alakam.
Sen doğuran, ben doğan,ayrılmaz bir parçayız,
İkimize baksınlar, nehirden kopan çayız.
Cennet ayaklarının altında, köşklere yol,
Sen gir de ben kalayım, çilen kadar mutlu ol!
17.02.2007
Mehmet Sertpolat
Mehmet Sertpolat şiirleri