Üçleme

Üçüncü dünya evlerinden birinden,üçüncü dünya insanları arasından,bir üçüncü dünyü müziği eşliğinde, konuşmanında üçüncüler arasına girmesi gibi bir korkuyu ellerimde taşıyarak geldim.
Yaprak gibi eriyişimin,içinizde sizden biriymiş gibi gezinişimin sebebi bu.Olması gereken birçok korku içerisinde tek ve küçük bir korku taşımaktan ,yada sevmeketen,sevilmekten bir şeyleri bir elbise basitliğinde üzerime giyinmekten ve hep bir üçüncüler arasına girme ihtimalinden korkarak geldim.
Bütün dünyalılar gibi bunaldığım zamanlarda yüzümü olanca gücümle dağlardan yana kullanışımın sebebi bu.Birisi dağlardan yana olup yüzüme bakar diye çok bekledim.Olacağını hissettiğim andada o bakışları kaldırabilecek dağ gibi bir soluk taşıyamamaktan irkildim.
Nereden geldiğiniz kim olduğunuz hiç önemli deil.Ancak bir gerçek varki :o da zoruma gidiyorsunuz.Tehlikeysem çanlarınızı duymak istiyorum,değilsem lütfen çanlarıma katlanın. Çalıntı bir eşya gibi geveleyerek yaşamaktan bıktım.Aranıza dönmek istiyorsam,bu dağlardan yüz bulamadığım manasında diildir.Ben sizlere dağlarla beraber döndüm.Yanımdan akan nehre tüm kinlerinizi , nefretlerinizi, ihanetlerinizi, korkularınızı dökebilirsiniz.Çünkü bana ait olanları oraya dökerek size geldim.Kaç ölüm yaşadım aranızda,kaç kez öldürdüm kaç gece size ihanet ettim,yanınızdan ayrıldım,kaç kez karanlığı aramıza sokarak gittim.Ama hiçbir gece o karanlık aramızda yaşamadı,yaşayamadı,çünkü biz vardık,çocuklar vardı..içimizdeki çocuklar. Biz koştuk o durakladı.Yaşayamadıklarımızı yaşamak uğruna hep onu kullandık,biz yaşadık o yaşattı.Kulaklarınızda dudaklarımla yaşamaya geldim.Geceyi buldum, sizi bulamadım.
Ey gecenin oğulları ,kızları:
Üçüncü dünya evlerinin birinden,üçüncü dünya insanları arasından,bir üçüncü dünya gecesinden, yine bir üçüncü dünya müziği eşleğinde,üçüncüler arasına girmesinden korktuğum bir sesle döndüm aranıza.
Size en yüksek bir tepenin,en güzel,en taze bir gülüyle;en buruşuk bir gülü kabul edebilecek bir yürekle geldim.
Gecenin mahremiyetine sığınarak, utanmadan, sıkılmadan, kızarıp bozarmadan,biraz daha fazla buraya ait oluşunuzu duyarak,tüm aitliğimle küçük bir açıklık gördüğüm kalbinize ben olarak akmaya geldim.
Geceyi buldum sizi bulamadım. Duyuluyorsunuz, duyulmaya geldim.

Hikmet Haşlak